İkinci adamlık jönlükten iyi

GİRİŞ TARİHİ:  26.08.2010, 09:30 GÜNCELLEME TARİHİ:  26 Ağustos 2010 Perşembe, 09:31

Volkan Severcan bu gece 'Çocuklar Duymasın'a katılıyor. Bugüne kadar hiç başrol oynamayan Severcan, takıntılı bir tip olan 'Tuna' karakterini canlandıracak. "Esas karakteri komik yapan, ikinci adamdır" diyor

Volkan Severcan, yedi yıl sonra ekranlara dönüp reyting rekorları kıran 'Çocuklar Duymasın'ın kadrosuna dahil oldu. Takıntılı bir tip olan 'Tuna' karakterini canlandıran Severcan, diziyi, ekip arkadaşlarını ve projelerini GÜNAYDIN'a anlattı...

'Çocuklar Duymasın'a dahil olma süreci nasıl gelişti?
Sekiz ay önce Birol Güven'le konuştuk. "Bir model buldum" diye aradı beni. Zaten Birol bana bir şey buldum diye geldiği zaman, benim elim ayağım titriyor heyecandan. Çünkü Türkiye'nin en iyi yazarlarından birisi. Dizide 'Selami' karakterinin yeri çok büyüktü. 'Haluk'un 'Haluk' olabilmesi için karşısında bir pişekar olması gerekiyordu. Birol da boşanmış 'Gönül'ün karşısına çıkan, Haluk'la çatışan, 'Tuna' diye bir karakter yarattı ve bana da oynamak düştü.

'Tuna', 'Light Selami'den daha 'light'mış. Öyle mi?
Evet... Hatta o yüzden 'Haluk' ona 'Zero' diyor. 'Tuna' Türkiye'deki maço erkek figürünün tam zıttına denk gelen, metroseksüel diyebileceğimiz bir tip... Biraz da takıntılı bir karakter. Psikolojik olarak da çok rahat bir adam değil. Yemeğini kendi pişiren, çamaşırını, bulaşığını kendi yıkayan, kendisi yerleştiren, başkası yaparsa bundan rahatsız olan bir adam. Bütün bunların dışında fazlasıyla romantik. Takıntılı olmak gibi kadınların sevmediği bir yanı olsa da romantikliğiyle onları mest ediyor.

TAMER ASKER ARKADAŞIM
'Haluk'ta olmayan tüm özellikler 'Tuna'da var diyebiliriz o zaman?

'Haluk'ta eksi olan her şey bu adam da artı. Dolayısıyla 'Haluk'la müthiş bir çatışma çıkıyor ortaya. Sadece 'Haluk'la değil aslında, 'Gönül'le de çatışması var. Sonuçta zırıl zırıl aşık olma, 'Gönül'ün peşinden koşma durumu var.

Bu akşam 'Tuna'nın 'Haluk'la tanıştığı sahneler yayınlanacak. Nasıl geçti çekimler?
'Çocuklar Duymasın' gibi reyting rekorları kıran bir diziye dahil olmak çok zordur. İster istemez, "Becerebilecek miyim?", "Seyirci beni kabul edecek mi?" diye heyecanlanıyorsunuz. Ama benim için en avantajlı olan şey, hemen hemen tüm ekibin sürekli görüştüğüm arkadaşlarım olması. Tamer'le zaten asker arkadaşıyız. Zeyno'yla konservatuvarda aynı sınıftaydık. Pınar çok eski arkadaşım. Yönetmen Bora'yla bir sürü işte beraber çalıştık. Dolayısıyla sete gitmek, yabancı yere gitmek gibi olmadı benim için, hemen ısındım.

Sizi genelde takıntılı, psikolojik sorunlu 'Tuna' gibi rollerde görüyoruz.
Yapımcı ve yönetmenler oyuncu seçerken daha önceki projelerdeki performanslarına bakarlar. Ben yapısal olarak bu tarz psikolojik problemleri olan, farklı özelliklerde olan rolleri oynamayı daha çok seviyorum. Jön oynamaktan daha çok heyecan veriyor. Gelişmeye açık roller aktör olarak beni çok mutlu ediyor. Ben genellikle hep ikinci, üçüncü adam oldum projelerimde. İkinci adam olmayı çok severim.

BENİM İŞİM 'PİŞEKAR'LIK
Hiç 'Başrolde oynamalıyım" diye bir hırsınız olmadı mı?

Hayır, neden olsun? Ben oyuncuyum, işim bu. İkinci adam bence çok daha önemlidir. Çünkü bir kavuklunun komik olabilmesi için karşısına da pişekarı koyman lazım. Zeki Alasya ile Metin Akpınar gibi. Bu tarz işlerde esas karakteri komik yapan adamın ikinci adam olduğunu düşünüyorum. Ben aynaya bakınca kendimi komik görmüyorum. Komiği komik yapan adam olmayı tercih ediyorum. 26 yıldır böyle oynuyorum. Benim işim bitmez ama diğer tarafta olursan bitebiliyor, tehlikeli.

Yıllardır komedide rol alan biri olarak son yıllardaki komedi anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Komedide rol almak diğer türlerden biraz daha zor. Haldun Dormen hocamız, "Bir insanı güldürebilmek için var olan diğer aktörlerden ekstra bir özelliğinizin olması gerekir" diye anlatmıştı bize. Örneğin Kemal Sunal bunun en en güzel örneğidir. Aynı şekilde benim konservatuvardan bir üst sınıfım olan Yasemin Yalçın'ın inanılmaz bir misyonu vardır. Türkiye'de komedi çok seviliyor. Ama komediyle komik arasında çok büyük fark var. Komedinin biraz düşündürücü olma özelliği de vardır. Saldırır, eleştirir, kimi zaman da yerden yere vurur komedi ama günümüzde bunlardan imtina ediliyor. Günümüzdeki güldürüde yüzeysellik var. Sadece kelimeler üzerinden giden, bel altı esprilerin havada uçuştuğu bir durum söz konusu.

ZOR ROLLERİN ALTINDAN KALKTIM
'Çocuklar Duymasın'ın oyunculuk kariyerinizdeki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok önemli tabii ki. Mesela 'Çiçek Taksi'de 300 bölüm oynadım. O bir külttür. Çoğu oyuncunun oynamaya cesaret edemeyeceği, çok dik rollerde oynadığım işlerim oldu. 'Kaldırım Çiçeği' ve 'Sevginin Gücü' gibi. Çağan Irmak'ın atv için çektiği ilk sinema filmi 'Günaydın İstanbul'da da yine nevrotik bir tipi oynadım. Bu işler benim oyunculuk kariyerimde çok önemli yerlerde duruyor. 'Çocuklar Duymasın' bizim ailecek seyrettiğimiz bir dizi olması sebebiyle de zaten hayatımızda ayrı bir yeri var. Biz izlerken hep dersler çıkarıyoruz bu diziden. Kariyerim için önemli.

OYUNCULUKLA YETİNMİYORUM
Sadece 'Çocuklar Duymasın'la dolu değil hayatınız...

Bir yandan 'Çocuklar Duymasın'ın çekimleri devam ediyor bir yandan 'Leyla'nın Evi' diye bir tiyatro oyunum var. Hafta sonunda İzmir'de oyunculuk workshop'um var. Hayatımda seslendirme var.

"Akarken dolduralım" mantığı mı bu?
Ayakta durmak için koşturmak zorundayız. Kazandığımı yine bu işe yatırıyorum. Ancak hayatım sadece oyunculuk üzerine kurulu değil. Yaşam mücadelesi veriyoruz. Eşimin, benim ve erkek kardeşimin ortak olduğu bir aile şirketimiz var. Tanınmış firmalara tanıtım hizmeti veriyoruz.

'TUNA'NIN TAM TERSİYİM
Oynadığnız Tuna' karakteriyle özdeşeleşen yanınız var mı?

Çok fazla yok açıkçası. Ben yemek yapmayı çok seven bir adamım ama dağıtırım herşeyi, eşim deli olur bana. Hayatta 'Tuna' gibi bulaşıkları yıkamam. Başak burcu tertiplidir, düzenlidir ama ben o kadar değilim. Kendi içinde düzenim var ama dağınımdır. Bir de 'Tuna' kadar romantik bir adam değilim. Çiçeklerle, böceklerle uğraşmam ama çok hödük de değilim.

'Tuna'nın Türk erkeğine ters gelen bir yapısı var mı kibarlık açısından?

Öyle ama sosyal hayatta mecburen 'Zero' oluyorlar. Karşı cinsi etkileme için olmalılar da. Sonuçta her erkeğin maço tarafı vardır. Biz de kibarlık eşcinsellikle karışır. 'Tuna' eşcinsel falan değil, kibar bir adam.
CANLI YAYIN