Baba rolleriyle aramda bir elektrik var

GİRİŞ TARİHİ:  20.06.2015, 09:26 GÜNCELLEME TARİHİ:  01 Temmuz 2015 Çarşamba, 17:15

'Aşk Zamanı' ile yakında atv ekranına gelecek olan Yavuz Bingöl, dizide beş kızıyla küçük bir kasabaya taşınan bir kabadayıyı oynuyor. Bingöl, "Baba rolleriyle aramda bir elektrik var. İyi tepkiler alıyorum" diyor

Başrollerini Yavuz Bingöl, Deniz Uğur, Ali Ersan Duru ve Bekir Aksoy'un paylaştığı dizinin setini ziyaret ettik. Ünlü kabadayı 'Orhan'ın, ölüm döşeğindeki karısı tarafından kanun dışı işler yapmaya tövbe ettirilmesiyle başlayan olayları anlatan dizi, İstanbul'u terk edip Ege'de bir kasabaya yerleşen 'Orhan'ın yaşadıkları, izleyiciyi ekran başına kilitleyecek. Köyceğiz halkının da kısa sürede bağrına bastığı dizi ekibi, halkla bol bol sohbet edip fotoğraf çektiriyor. Dizide kabadayı 'Orhan'ı canlandıran Yavuz Bingöl'le sohbet ettik...

'Orhan', nasıl bir kabadayı?
Türkiye'nin en önemli kabadayılarından biri. Karısı ölürken ona "Bütün dünyaya babalık yaptın, bir tek kızlarına babalık yapamadın" diyor ve son nefesinde 'Orhan'dan kabadayılığı bırakıp kızlarına babalık yapmasını istiyor. 'Orhan' da düşünüp taşınıp tüm aile konseyini topluyor ve bu işi bırakacağını söylüyor. Sonra küçük bir kasabaya yerleşme kararı alıyor. Bu duruma kimi şüpheli yaklaşıyor, kimi mutlu oluyor çünkü düşmanları, 'Orhan' elini ayağını çekti diye mutlu olanlar da var. Kimisi de gitmesini istemiyor çünkü onu abileri, babaları gibi görüyorlar. Fakat adam karısına verdiği sözü tutup küçük bir kasabaya yerleşiyor.

Hiç bilmediği bir kasaba mı?
Karısıyla yıllar evvel yolları düşmüş ve çok sevmişler. Karısı ilk çocuklarına hamileyken yolda lastikleri patlıyor. Bu kasabada bir gün geçiriyorlar, "Bir daha gelelim" filan diyorlar ama hiç kısmet olmuyor. Karısı öldükten sonra adam çocukları alıp buraya geliyor. Hikaye de burada başlıyor.

Kızları bu durumu nasıl karşılıyor peki?
Büyük kızı "Ben okulumu bitirdim, büyükşehirde kariyer planlarım var. Bu küçücük kasabada ne yapacağız?" diyor. Kızlarıyla arasında çatışmalar başlıyor. Fakat 'Orhan' inat ediyor. Gerisini zaten izleyerek göreceğiz. Ben de daha iki bölüm biliyorum; diğer bölümlerde neyle karşılaşacağımı bilmiyorum. 'Orhan'ın beş kızıyla birden farklı sorunları var. Biri vurdumduymaz, birisi babasının yaptığı işlerden mutsuz, diğeri 'Her şeye rağmen babamdır' diyor. Çok farklı şeyler yaşanacak ve seyirci bunlara her bölüm tanık olacak.

Bir de kasabanın kad��n belediye başkanı var...
Belediye başkanı, 'Orhan'ı tanımıyor ama ilçe emniyet müdürü zamanında 'Orhan' ile çok karşılaşmış ve onun yaptığı işleri takip etmiş birisi. Bu nedenle belediye başkanını uyarıyor. "Bu adam yüzünden kasabanın huzuru bozulacak, bu adamı gözlem altında tutmamız lazım" diyor. Belediye başkanı ise iyi niyetle yaklaşıyor ona. Ama sonradan emniyet müdürü, belediye başkanını kendi tarafına çekiyor. 'Orhan'a şüpheyle yaklaşıp hayatını takip etmeye başlıyorlar. Bu da hikayeye hareketlilik katıyor.

Bu karakterin nesini sevdiniz en çok?
Senaryoyu okuduğunuz zaman karakteri oynayıp oynayamayacağınızı zaten hissediyorsunuz. Ben zaten baba-kız işlerini seviyorum; birçok dizimde babayı oynadım ve seyirciden iyi tepkiler aldım. Baba rolleriyle aramda bir elektrik var ve güzel bir ilişki yakalıyoruz. Bir de çevremizdeki büyüklerimizin hayatlarına tanık oluyoruz; Yılmaz Güney filmlerini de izledik, o kuşağı da gördük geçirdik. Çok severek oynayacağım bir karakter gibi görünüyor şu anda.

'Orhan' ne de olsa bir kabadayı; hiç ters tarafları var mı?

Adam zaten ters biri ama kızları, adamın ters taraflarını törpüleyecek. Kızlarına babalık yaptıktan sonra, daha uzlaşmacı biri olacak gibi görünüyor.

Beş kızla nasıl mücadele ediyor?
'Orhan'ın kabadayı dünyasında uyguladığı birçok şeyi, kendi kızlarına uygulaması mümkün değil. O yüzden çok çaresiz kaldığı zamanlar olacak.

Kızlar, babalarına benziyor mu?
Benzeyen yönleri var ama adamın her kızıyla ilgili sorunları var. Bir kızına kendisine benzediği için sıcak yaklaşıyor, asi olanla başa çıkmaya çalışıyor, erkek gibi olanın kıyafetlerine karışıyor. Kısacası 'Orhan'ın başı belada!

Kabadayı tespihsiz olmaz; sizin de tespihiniz var mı?
Tabii ki, tespih olmazsa olmaz. Adamın sürekli elinde tespih var zaten.

Peki çekimlerin yapıldığı kasabayı nasıl buldunuz?
Çok güzel, insanları çok sevgi dolu. Güzel vakit geçiriyoruz. Küçük yerlerde insanlar daha farklı ve cana yakın oluyor.

Gerçekte kızınız Sinem Türkü ile aranız nasıl?
Çok iyi... Yeni yetişen kuşak, olaylara başka türlü bakıyor. Biz eski kafalı adamlarız sonuçta. "Baba o artık öyle değil, şöyle. Lütfen bu konuda böyle düşünme" diyor. Kırmızı çizgilerimiz var; o da onlara dikkat ediyor. 'Şöyle yaparsam babam çok kızar, üzülür' diye düşündüğü şeyleri yapmıyor. Ama haklı olduğu zaman kendisini sonuna kadar savunur.

Size müdahale eder mi?
Tabii ki eder. "Ya baba, sen yaşlı değilsin, bunlar çok yaşlı işleri" der bazen. Bana hediye almayı çok sever, sürekli kılık kıyafet alır. Renkli giyinmemi ister.

Size aldıkları arasından 'Giymem' dedikleriniz oluyor mu?
Zaman zaman oluyor. Çok renkli giyinir; ben de daha sade, siyah-beyaz şeyleri severim. Kızım biraz daha renkli giyinmemi istiyor. Yedi yıl Amerika'da yaşadı ve orada okudu, şimdi Türkiye'de.

Dizi için konuştunuz mu aranızda?
Konuştuk, ona hikayeyi anlattım ve "Kesinlikle çok iyi oynayacağın bir karakter" dedi. "Neden?" diye sordum. "Sende bir kabadayı tavrı var baba" dedi. "Yok kızım" dedim, "Ne kabadayısı..."

Birlikte vakit geçirebiliyor musunuz?
Zaten bütün gün beraberiz. O, müzik okulunun başında; çocuk müzikali yapıyorlar ve yaz okulu açıyorlar. Mesaimizin çoğu onunla geçiyordu ama ben İstanbul'da dizi çekmeye başlayınca daha az görüşeceğiz.

Sabah / Günaydın Hakan Uç

CANLI YAYIN