Müge Anlı kapılarını Nihan Günay'a açtı!

GİRİŞ TARİHİ:  01.03.2019, 11:06
Müge Anlı kapılarını Nihan Günay'a açtı!

“Müge Anlı İle Tatlı Sert”e nasıl hazırlandığını, torunum dediği köpeği “lokum”u, yeni Üniversitesi’ni, müziğe olan ilgisini ve programın görünmeyen yüzündeki yardımlarını anlattı.

Bugüne kadar sayısız faili meçhul cinayeti çözdü, kaybolanları buldu, aileleri birbirine kavuşturdu.

Nihan Günay: Güne erken başlayanlardansınız, üç saat önceden atv'nin Sefaköy Stüdyoları'na geliyorsunuz. Bugün kulisin bir de misafiri var; köpeğiniz Lokum.

Müge Anlı: Stüdyodaki seyircilerimiz, Müge hanımın torunu kız mı erkek mi? Ona göre ona yelek öreceğiz diye soruyorlar. Bende onlara, tamam örün ama altı biraz kısa olsun. Bunun haricinde sağ olsunlar çokta güzel hediyeler gönderiyorlar. Pekmez'e göre alınan kıyafetler yaşına göre olmasına rağmen benim oğluma biraz küçük geliyor. Bazen diyorum ki Pekmez'in atalarında bir koyun var herhalde. Yoksa bu kadar iri bir köpek olamazdı.

Nihan Günay: Her gün 3 saat boyunca canlı yayındasınız, televizyonda olmak her zaman güzel ve bakımlı olmayı da beraberinde getiriyor. Sizin güzellik sırlarınız nedir Müge Hanım?

Müge Anlı: Çok teşekkür ediyorum. Aslına bakarsanız benim bir güzellik sırrım yok. İnanın hayatımda bir kremim bile olmadı. Zaten hassas bir cilt yapım olduğu için her şeye alerjim var. Hiçbir şey kullanmıyorum, eğer beğeniyor ve bir sırrım olduğunu düşünüyorsanız tek sırrım hiç bir şey kullanmamamdır. Ama aslına bakarsanız şunu söyleyebilirim. Ufakta olsa bir sırrım var, o da; beni her gün izleyici karşısına hazırlayan, Zerro'nun güzel makyajı ve kuaförüm Okan.

Nihan Günay: Saçlarınızın stilini de pek fazla değiştirmiyorsunuz. En fazla üç model. Kıyafetlerinizde de genellikle elbiseyi tercih ediyorsunuz…

Müge Anlı: Ne kadar güzel söylüyorsunuz. Benim kıyafetlerimin de, saçımın da tarzı bellidir. Bence böyle de olmalı, hatta böyle olmak zorunda. Bu bir tarz meselesi, stil meselesi. Her gün farklı kıyafetlerle de çıkılabilir, farklı saç modelleri ile de çıkılabilir ama Müge Anlı kıyafeti, Müge Anlı saçı diye bir tarz var ne mutlu ki böyle bir stil oluşturmuşuz. Hem böylesi sence de daha doğru değil mi?

Nihan Günay: Başarıya giden yollardan biri aslında, tarz sahibi olmaktan geçiyor. Görsellik, televizyonculuğun olmazsa olmazlarından biri…

Müge Anlı: Birinin ismi söylendiği zaman neyle, nasıl hatırlanacağı önemli elbette. Ama şunu da söyleyeyim, benim çok fazla kıyafet seçecek, saç modeli belirleyecek vaktim yok. Bunlar televizyona çıktığımız için mecburen yaptığımız şeyler, hiç makyaj yapmadan, doğal çıkmak da hoşuma gider. Rahatlığı seven bir insanım, ama bunu yapmakta seyircilerime saygısızlık olur.

Nihan Günay: Yıllardır aynı ekiple mi çalışıyorsunuz?

Müge Anlı: Bana göre iyi bir şey buldun mu bırakmamak için çaba harcamamalısın. Hemen hemen bütün ekip ilk gün başladığımız gibi. Biz de çok az değişiklik olur, yıllardır hepimiz aile gibi devam ediyoruz. Örneğin yapımcım Kebriye, her şeyden önce o benim kardeşim. Gerçekten bizim programdan öte başka bağlarımız var. Yaptığımız iş standartlara uyan bir iş değil. Bir TV programının çok dışında. Normalde kimse bizler kadar, bir işe 24 saatini vakfetmez. Ama gelin görün ki hepimiz yaptığımız işten büyük bir haz alıyoruz. Bu denli haz duymasak kimse bu kadar çalışmaz, ben bunu bilir bunu söylerim.

Nihan Günay: Üç saatlik canlı yayında ekranın önünde, faili meçhul cinayetler çözülüyor, aileler, kayıp olanlar sevdiklerine kavuşuyor. Ama ekranın arka tarafındaysa adeta bir sosyal sorumluluk projesi hayata geçiriliyor... Bir yandan giysiye, ayakkabıya, kırtasiye malzemelerine ihtiyacı olanlara, bir yandan da tekerlekli sandalyeye ihtiyacı olanlara, Türkiye'nin dört bir yanına her türlü ihtiyaç sahiplerine ulaşıyorlar.

Müge Anlı: Bizim ekibimiz çok çalışıyor. Şöyle söyleyeyim, ciddi bir sosyal sorumluluk projesinin temel taşı olarak hareket ediyorlar ve bundan çok da büyük mutluluk duyuyorlar. Mesela bu sosyal sorumluluk projelerinde çalışmaya ilk adımı bizim programımız sayesinde atanlar var. Eminim ki bu arkadaşlar ilerleyen zamanlarda başka programlarda çalıştıklarında, sadece program yapmak denen bir şey varmış biz neler yapıyorduk diyeceklerdir. Ama benim için durum farklı. Böyle bir programa başlayınca, insan kabına sığamaz ya, güzel işler yapmayı başarınca durmadan, sürekli bir şeyler yapıyorsunuz. Sonra bu tempoya alışınca da kabınıza sığamıyorsunuz. İçinizden diyorsunuz ki; madem bu kadar uzun saat televizyon ekranındasın, bu kadar insanın teveccühü var seni destekliyorlar, o zaman bende onlara daha fazla hizmet edeyim. Bir taraftan program yapalım bir taraftan da bu aldığımız teveccühü değerlendirelim. Bize yardımcı olan hayırseverlerimize binlerce kere teşekkür ediyorum. Onların desteği ile yılda on binlerce kişiye ulaşma imkânına sahip oluyoruz. Bu hakikaten önemli bir şey ve dokuz yıldır durmadan bunu yapıyoruz. Bence bu işin kitabı yazılır, öyle söyleyeyim.

Nihan Günay: Kıyafetleriniz de olaylar kadar çok konuşuluyor ve seviliyor…

Müge Anlı: Yılda 200'e yakın elbise dikiliyor, onları programda giydikten sonra isteyen izleyicilerimize gönderiyoruz. Kiminin nişanı oluyor giymek istiyor, kimi mezuniyetinde giyiyor. Sonrasında mutlu günlerinde giydikleri bu elbiselerin fotoğraflarını gönderiyorlar, bizler de onlar kadar mutlu oluyoruz.

Nihan Günay: Yılda binlerce kırtasiye malzemesi de gönderiyor ekibiniz…

Müge Anlı: Bir gün kabarık bir dosya geldi, okullar kırtasiye malzemesi istemiş. Bizde o kadar malzeme yok. Odama çıktım çözüm aramaya başladım. Öncelikle kanalımızı aradım, sonra Sabah Gazetesi'nden yardım istedim. Sağ olsunlar her defasında yardımcı oldular. Fakat bu yardımlara rağmen istenilenlerin hepsini toparlayamadık. Böyle olunca da çok üzüldüm, gözlerim dolu dolu olmuştu kara kara düşünüyordum. Biz nasıl hepsine yetişeceğiz? Diye. Tam o sırada ekipten arkadaşlar geldi heyecanla, "Müge Hanım stüdyonun önüne, içinde 600 tane bot, 600 tane mont, 600 tane kırtasiye seti olan bir kamyonet yanaştı". O an, "Allah'ım sana şükürler olsun", dedim. İnan, hala anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor. Hemen oturduk, listedeki herkesi arayıp ihtiyaçlarını sorduk. O gün ben de ekibimde akşama kadar müthiş bir heyecanla çalıştık… Ve daha da iyi anladım ki gerçekten yardım etmek isterseniz, gelen yardımlar da bitmiyor.

Nihan Günay: Ekibiniz karınca gibi çalışıyor… Bir taraftan da akülü sandalyeler, bir tarafta da sizin öncülüğünüz de başlayan Sevgi İzi Projesi... Size olan sevgiyi paylaştıkça, çoğaltıyorsunuz…

Müge Anlı: Benim gönlü çok güzel olan bir ekibim var. Allah herkese nasip etsin. Gerçekten bu iş, sevgisiz isteksiz olmaz, bir yerde çalışıyorum diyerek yapılacak bir şey de değil, yürekten ve sevgiyle yapılacak bir iş.

Nihan Günay: Kulisin bir tarafında Kanun, diğer tarafında ders notları…

Müge Anlı: Hukukta yüksek lisansı bitirdim bu sene İstanbul Üniversitesi'nde Tarih Bölümü okuyorum. Bazen izleyicilerimiz soruyor ''Neden yüzünüz şiş?' diye. Ben de onlara sabaha kadar ders çalışmaktan, tüm notları el yazımla yazmaktan olduğunu söylüyorum.

Nihan Günay: Peki kanun?

Müge Anlı: Kanun'a gelince, şimdi size çalıyorum dersem ayıp olur. O yüzden Kanun dersi alıyorum diyelim. Sevgili arkadaşımız Federel'den hafta da 3 gün. Tüm stresi müzikle atıyorum.

Nihan Günay: Ve artık yayın vakti… Yayına çıkmadan önce bir uğurunuz var mı?

Müge Anlı: Benim uğurum dua etmek. Her gün, "Allah'ım kimsenin günahını almayayım, beni yanıltma, şaşırtma" diye dua ederim. Hiç birimizi Allah yanıltmasın, şaşırtmasın. Riskli bir iş yapıyoruz. O yüzden bir tek ona dua ederim. İzleyicilerimde sağ olsun beni ve ekibimi eksiltmez dualarında.

Nihan Günay: 9 yıldır ilk kez bize açtınız kapılarınızı, çok teşekkür ederim…

Müge Anlı: Nihancım, senin hanım efendiliğin ve duruşun çok hoşuma gidiyor, seni kardeşim gibi hissediyorum. Kimseyle röportaj yapmıyor olmamız almış olduğumuz özel bir karar değil inan ki. Çok yoğun olduğumuzdan ve çekimlerimiz uzun sürdüğünden, haliyle bu tarz çekimleri kabul edecek durumumuz da olmuyor. O yüzden istedim ki; kulisimizi madem bir çekime açacağız bunu ilk kez arkadaşlarımız yapsın, sen yap, gel gör istedim.

CANLI YAYIN