On altı yaşındayken kapatıldığı evde, sekiz senedir Vedat Sayar'ın karısı olmaya mecbur bırakılan Nefes'in hayatındaki tek güzel şey yedi yaşındaki oğlu Yiğit'tir. Bu sekiz yıl boyunca gece gündüz gördüğü şiddete boyun eğmeyen Nefes, her fırsatta oğlunu da alarak kaçmaya çalışır. Ama her defasında yakalanır, kapılar tekrar üstüne kilitlenir ve yine şiddete maruz kalır. Her kurtulma girişimi başarısızlıkla sonuçlanır, ta ki Tahir Kaleli ile karşılaşana kadar.
Nefes Vedat'a teslim olmak yerine, Deli Tahir'in elini tutup Karadeniz'in sarp kayalarından hırçın dalgalarına atlamayı göze alır. Ancak bu atlayış, Nefes'in boğulmasına ve kalbinin durmasına neden olur. Tahir, Nefes ve Yiğit'le hayat mücadelesi verirken, ailesi de Vedat ve adamlarıyla büyük bir kavgaya tutuşur. Sonunda, Yangazlar'ın yaptığı akıllıca bir oyunla, Tahir, Nefes ve Yiğit kurtulurlar.
Nefes ve Yiğit'i bulamadığı için deliye dönen Vedat, yayla evinden bir kurban alarak ayrılır. Bu kurban Mustafa'dır ve Vedat, Kaleli Ailesi'nin ocağına çok büyük bir ateş düşürür. Ya Tahir ölecektir, ya Mustafa. Seçim Kalelilerindir.
Nefes, Tahir'in canı için özgürlüğünden vazgeçip hapse girmeye razıdır ama Vedat, Tahir sayesinde ölümden kurtulur. Ancak, kahramanının Tahir Kaleli olması fikri onu delirtir. Nefes belki tetiği çekememiştir ama Vedat, o tetiğin ucunda ölmüştür. Artık Nefes'i geri istememektedir, karısını görmek istediği tek yer mezardır.
Nefes ve Yiğit'in Rusya'daki özgürlük hayalleri, Vedat'ın onları yakalamasıyla suya düşer. Tahir, Batum'da Nefes'ten gelecek "sağ salim vardık" haberini beklerken, Vedat, Nefes'ten oğlunu da ayırır, Yiğit'i annesinin kollarından koparıp İstanbul'a gönderir. Nefes şimdi yabancı bir memlekette yapayalnız Vedat'ın zalim ellerindedir.
Mustafa, Eyşan'ı kaçırarak alamadığı cinayet itirafını, Vedat'a Yiğit'i teslim ederek almıştır ama vicdan azabından kıvranmaktadır. Tahir'in canı emniyettedir ama Vedat'ın Nefes'e karşı eli güçlenmiştir. Vedat, bir anneyi evladıyla tehdit ederse, kazanacağından emindir. O güvenle, Nefes'e şartını koşar. "Yiğit'i görmek istiyorsan, evlen benimle!"
Tahir ve Nefes, kalpleri Yiğit'te birleşmiş şekilde, tek vücut onun izini sürerler ve bulurlar. Karadeniz de Yiğit için birleşir. Asiye bir yandan Mustafa'ya hayatı zehir eder, bir yandan da herkese Vedat'ın zulmünü anlatır. Gerçekleri öğrenen herkes Vedat'a cephe almaya başlar. Vedat sıkıştığı bu durumun üstesinden gelmek için Dağdevirenleri kendi safına çeker.
Nazar'ın onlara sıktığı mermi, Tahir'i yaralamasa da kalbinden vurur. Nefes'in merminin önüne atlaması, bizim deli uşağı iyice dellendirir. Bütün sülaleyi ayağa diker ve Mercan'ın intihar girişimiyle çalkalanan Karadeniz'in Nefes'e kucak açması için tedbirler alır. Ama bu tedbirlerden bir tanesi, hem Tahir'in hem Nefes'in canını çok yakacaktır.
Abisinin ihanetini öğrenen Tahir, Karadeniz gibi köpürür. Yaşadığı büyük acıyla dalgalanırken, onu sakinleştiren tek şey, artık limanı bildiği Nefes'in "sana ihtiyacım var" demesi olacaktır. Nefes daha Mustafa'nın ihanetini sindiremeden, kendisi gibi bir şiddet mağduruyla karşılaşarak bir kez daha sarsılır.
Tahir gemileri yakar ve onun sevdiği kadına zulmeden ailesiyle hesaplaşır. Vedat zulmedince boğazına sarılmaktadır ama öz anası, abisi yapınca gitmekten başka çaresi kalmamıştır. Tahir'in daha fazla canı yanmasın diye burdan götürmek için ısrar ettiği Nefes'in ise aklını kurcalayan büyük bir soru vardır. Kaleli Konağı'nda, Asiye'nin grevi vardır. Asiye, kaynanasını ve kocasını cezalandırmak için ev işleri boykotuna gider. Ancak Mustafa'nın bütün ailesine bir sürprizi olacaktır.