İlknur'un acısı içimi yakıyor

GİRİŞ TARİHİ:  20.10.2014, 12:16

atv'nin sevilen dizisi Karadayı'nın İlknur'u Elif Sönmez, şu an televizyondaki en acılı kadınlardan birini canlandırıyor. Genç oyuncu psikolog annesinin öğütleriyle hem rolünün hakkını veriyor hem de kendi ruh sağlığını koruyor

Ekrandaki halinden bambaşka bir şekilde karşılıyor bizi Elif Sönmez. Yüzünden gülümseme hiç eksilmiyor. 35 yaşındaki güzel oyuncu Cihangir'de yalnız başına yaşıyor. Yoga yapıyor, evinde vakit geçirmeyi seviyor. Arada mutfağa giriyor, mümkün olduğunca doğal beslenmeye çalışıyor. Oyunculuk eğitimi almamış olmasını dert etmiyor ama her gün kendini geliştiriyor. Röportaj yaparken iki kere gözleri doluyor Sönmez'in. Dizinin makyaj sanatçısı Ebru'nun annesini ve kızını kaybettiği kazadan ve Tuncel Kurtiz'in ölümünden bahsederken... Sakin sakin konuşuyor. Kimi zaman, özellikle de işinden bahsederken çok heyecanlanıyor. Dizideki karakterinin acısını içinde hissettiğini anlatan genç oyuncunun gözü sinemada ama esas kız olma derdi yok.
- Heykel okuyup oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
- Tamamen tesadüf. Hatta bu fikri ilk duyduğumda yapamam diye düşündüm. Sonuçta heykel için eğitim almıştım. Oyunculuk için de eğitim almam gerektiğini düşündüm. İki sene geçti, ilk dizim Asi bitti. Ve okula gitmeden de kendimi geliştirebileceğime kanaat ettim. Atölyelere devam ettim. Ses, oyunculuk, vücut kullanımı gibi konularda kısa eğitimler aldım. Beşinci işim Karadayı.
- Çok değişti tabii. Role çıkmak ve girmek için belirli teknikler kullanıyordum bu işe ilk başladığımda. Farklı karakterler oynadıkça başka teknikler de geliştirdim. İki senedir Canan Gerede ile çalışıyorum. Ondan da çok şey öğrendim.
- Çok yoğun çalışmaktan şikayet ediyor dizi oyuncuları. Sizin bu tempoyla aranız nasıl?
- İşimi çok seviyorum dolayısıyla da çalışmaktan gocunmuyorum. Hatta o kadar iyi oyuncularla birlikte çalışıyorum ki bekleme süreleri bana ders gibi oluyor.
- Bu son rolünüzde annesini ve çocuğunu kaybeden bir kadını canlandırıyorsunuz. Sürekli ağlamanız gerekiyor. Zor değil mi?
- İlk zamanlarda kendi acılarımın üzerine kuruyordum o sahneleri. Ama böyle yapınca çok yoğun bir duyguya düşüyorsunuz. Sonra içinden çıkması çok zor oluyor. Ayrıca bu, uzun süre tekrar edilemez bir hal. İnsan kendi yarasına basarak, canını acıta acıta var olamaz çünkü. Dizide korkunç bir trajedi yaşandı. En sevdiklerim gözümün önünde yanarak öldü. Hayatımdaki hangi acıdan yola çıkarak yapabilirim ki bu rolü? Kendimi o kadar fazla kanatmam lazım ki Elif olarak hayatıma devam etmem mümkün olmaz. İki senedir birlikte olduğum için o rolle, onun acısı beni zaten acıtıyor. Bir de kendi hayatımda olan bir şey üzerine kurarsam hiç kurtulamam. Kendi içimde dehlize düşerim.

TÜM EKİP BERABERCE AĞLADIK


- Setinizin makyaj sanatçısı Ebru dizide İlknur'un başına gelenleri yaşadı gerçek hayatta. Neler oldu o süreçte?
- Ebru feribotta meydana gelen kazada annesini ve kızını kaybetti. Melek gibi bir kızı vardı. Onun cenazesine gitmek korkunçtu. Cenaze sahnesini çekerken aklımda o anlar dönüyordu. Ebru o anları inanılmaz bir biçimde atlattı. Gerçekten inanamadık nasıl toparlandığına. İki hafta sonra çalışmaya başladı. O süreci hayatın içinde atlatmaya karar verdi. Eğer onu görmeseydim senaryoyu okuduğumda İlknur'u bambaşka şekilde canlandırırdım. Ebru gücüyle benim de İlknur'u daha sağlam yaratmamı sağladı.
- Peki dizinin konusunu düşünecek olursak o da zorlanmıyor mu sette?
- Özel bir çalışma programı izliyoruz. Ebru senaryoyu okumuyor, diziyi izlemiyor ve o sahneleri çekerken sette olmuyor. Zaten olay ilk olduğunda bütün set birlikte ağladık, her beraber yas tuttuk.
- Neler olacak ilerleyen günlerde? İlknur nasıl atlatacak olanları?
- Bu kadın delirebilir. Sağlam durup intikam ateşiyle yanabilir. Daha affedici olabilir. Kendini ailesine adayabilir. Birine aşık olabilir. O kadar büyük bir trajedi ki bundan sonra her şey mümkün. Önce çocuklara karşı bir korku geliştirdi. Şimdi giderek sakinleşiyor. Şu an tutunabileceği tek şey olayın ardındaki sır perdesini kaldırmak. Asi'deki karakterim intihar etmişti ve çok zorlanmıştım. Ölümü bir yas duygusu getirmişti. İlknur için de aynı şey geçerli. Ona olanlar beni etkiliyor. Acısı içimi yakıyor. Kestik dendiğinde o duygular bitmiyor. Çekimden bir sonraki gün bulaşık yıkarken hüngür hüngür ağlamaya başlıyorum. Ama Elif olarak cesaret edemeyeceğim duygularla yüzleşmemi sağlıyor.
- Kenan İmirzalıoğlu'yla karşılıklı oynamak nasıl peki?
- Karşılıklı oynamaktan en çok keyif aldığım insan. Onunla oynarken sınırlarımı zorluyorum. Çok da eğleniyoruz. Çok profesyonel ve enerjisi yok yüksek. Bütün seti de yükseltiyor.
- Anne olmak istiyor musunuz?
- Bir gün evet. Ama doğru vakti bekliyorum. Kendi hayatımı yoluna koyunca huzurlu olacağım. Çocuğum için de daha iyi olacak bence o zaman. Dolayısıyla da kendime iyi bakmaya çalışıyorum.
- Aileniz destek olur mu size?
- Ailem, özellikle de annem bana hep destek. Psikolog ve psikodramatist. 30 senelik bir tecrübeye sahip. Çok yakın bir ilişkimiz var. Bu benim için büyük bir nimet. Ona İlknur'un başına gelenlerden sonra nasıl davranacağını danıştım. O da beni yönlendirdi. Ben sorarım, o anlatır ve ben sayfalarca not alırım.

BAŞROL MERAKIM YOK

- İleride nasıl işler yapmak istiyorsunuz?
- Hep dram dizileri geldi bugüne kadar. Yardımcı kadın oyuncu rolleri dramda daha sık yazılıyor. Ama en çok istediğim şey bir filmde rol almak. Sabırsızlıkla bekliyorum.
- Başrolde olma hayaliniz yok mu?
- Sinema başka. Bir filmde başrol isteyebilirim. Ama şu ana kadar niye başrol oynamadım diye hiç düşünmedim. Bugüne kadar oynadığım karakterleri o kadar benimsedim ki aklımdan geçmedi. Esas kız olma merakım yok. Başroller ahlaki kurallarla kısıtlı oluyor. Esas kız iyi olmalı diye düşünülüyor. Bu da oyuncuyu sınırlıyor bence. Yan karakterlerle farklı uçlarda dolaşılabiliyor.
- Hangi yönetmenlerle çalışmak istersiniz?
- Reha Erdem, Erden Kıral, Ferzan Özpetek ve Ozan Açıktan.

TUNCEL KURTİZ'İ ÖZLÜYORUM

Bana en çok Tuncel Abi'nin(Kurtiz) emeği geçmiştir büyük ihtimal. Sadece oyunculuk anlamında değil, bu işi hayatına yaymış biri olarak da beni etkilemiştir. Bir oyuncunun kendini entelektüel olarak ne kadar geliştirmesi gerektiğini ondan öğrendim. Politik bir insan olmasanız da toplumsal olayları takip etmelisiniz. İçinde yaşadığınız dünyayı ne kadar algılarsanız o kadar gelişiyorsunuz. Onun dışında da muhteşem bir insandı. Her gün özlüyorum.
CANLI YAYIN