İlayda:" Ben de buradaki sahnemizi çok seviyorum. Çünkü aslında ilk defa birbirimize bu kadar böyle hesap sormadan tatlı tatlı böyle şey yaptım, yani güzel bir sahne. Yalnız kaldığımız tek sahne olabilir belki. O yüzden o sahneyi çok seviyorum.
İlayda:" Patates kızartması. Çok seviyorum."
Burak: "Ya evet. Patates, yani patates kendi başlı başına bence inanılmaz bir şey. Her şeye olan bir şey yani. Ama ben hamburger demek istiyorum."
İlayda: "Drunk diye bir film var. Drunk galiba. Evet."
Burak: "Bilmiyorum. İzlemedim. Çok güzel bir film. İzle bence, müthiş bir film.
Burak: "Yani ben ne bileyim. Bir sürü film var da Er Ryan'ı kurtarmak derim çünkü hiç unutmuyorum o filmi. Ben İkinci Dünya Savaşı filmlerini çok severim zaten. Ama Er Ryan'ı Kurtarmak deyip klasik bir cevabımla devam edebilirim."
Burak: "Kişi çok zor yani. Dünyanın en zor sorusu olmalı. Ben ailem diyorum."
İlayda: "Kişi çok zor yani. Aynen öyle. Şimdi birini desem diğeri bozulacak. Ben de ailem. Aynen öyle."
Burak: "Bilmiyorum, ben son yedi sekiz yılımdan çok, gayet memnunum yani. Yani kendi adıma, kariyerim adına güzel gelişmeler olduğu yıllar oldu. Bilmiyorum bir kırılma noktası yok bende."
İlayda: "Galiba bende de yok. Yani şu an aklıma gelmiyor, bilmiyorum. Bu çok zor ya."