Yalçın Hafızoğlu: "Hoca geldi dedi ki buradan bu gelecek, buradan bu gelecek siz dağılacaksınız dedi. Daha yarım saat var çekime. Derken bir baktım, Yunus bir yerlerde bir yerlere bakıyor. Sonra geldi "Yalçın çok güzel yer buldum sakın yanımdan ayrılma" dedi."
Ozan Akbaba: "Sabahları kahve ve devamında çay." Yunus Emre Yıldırımer: "Ben daha çok kahve içiyorum." Yalçın Hafızoğlu: "Ben kahveciyim."
Ozan Akbaba: "Kahve ben de çok seviyorum. Özellikle filtre kahvelerde değişik aromalar buluyorsun ya çok güzel oluyor ama ben gün içinde çay ile devam ediyorum. Niye daha çok çayla, atölye de sürekli uğraştığım için ve daha kolay yapıldığı için öyle yerlerde çay çok değerli oluyor."
Ozan Akbaba: "Ya bir roman gibi düşünebilirsin aslında. Bütün uğraşlar için böyle. Mesela atölyede herhangi bir şeyle uğraşıyorsan hakikatten roman gibi düşünmek lazım. Nasıl ki romanlarda böyle güzel betimlemelerle, çok değerli kelimelerle cümleye daha fazla anlam katıp o anı yaşatmaya çalışıyorsa yazar, bizde de aynı şeyler var. Atölyede çalışırken çaydan güzel bir duman çıkıyorsa, bir yanda güzel bir müzik çalıyorsa ve ahşabı yavaş yavaş zımparalıyorsam o benim için çok değerli bir şey haline geliyor."