Ozan Akbaba, Yalçın Hafızoğlu ve Yunus Emre Yıldırımer üçlüsünden samimi bir röportaj sizlerle

Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'ın Alpaslan'ı, İlyas'ı ve Hızır Ali'si ile beraber bir kahve molasındayız. Ozan Akbaba, Yalçın Hafızoğlu ve Yunus Emre Yıldırımer üçlüsünden samimi bir röportaj sizlerle. EDHO serüveniniz nasıl başladı? Ozan Akbaba: 'Audition vermedim. Öneri üzerine gittim. Mahmut karakteri için düşünülüyordum, hatta okuma provamıza Mahmut diye gittim. Ertesi gün İlyas olduğumu öğrendim, bu benim için büyük bir şaşkınlıktı. Çünkü, İlyas senaryo da okuduğum kadarı ile çok güzel bir karakterdi. Bir oyuncu için çok çekici bir karakterdi.' Senaryoyu ilk okuduğunuzda keşke İlyas olsaydım dediniz mi? Ozan Akbaba: 'İlk okuduğum zaman keşke ben İlyas olsaydım dedim. Ah dedim ya... İlyas ne kadar iyiymiş. Sonra dedim ki, keşke Allah'tan başka bir şey isteseymişim, hakikaten olurmuş. Gönülden ne kadar istediysem ertesi sabah haberini aldım.' Yunus Emre Yıldırımer: 'Ben de audition vermedim. Fatih ağabeye gitmiştim, bana Alparslan dediler. Senaryoyu okudum, çeviriyorum... Çeviriyorum... Alparslan yok! Londra'dayım, yazıyor orada, Skype'dan Alparslan konuşur.' Yalçın Hafızoğlu: 'Ben, audition ile geldim.' Ozan Akbaba: 'Yalçın sen yüzün ile para kazanıyorsun değil mi? Hayır, yanlış anladınız ya. Size benziyor ya o yüzden' Yalçın Hafızoğlu: 'Benim anım var senin ile alakalı Yunus. Kiralık Aşk'ta 3 bölüm oynamıştım. İlk defa kamera önüne geçtim, insanlar da beni minik minik tanıyorlar. Moda çay bahçesinde çay içerken, bir dayı geldi yanıma. Ben, Kiralık Aşk'ı izlediğini zannettim ama meğerse o, Eşkıya'dan bahsediyormuş. Yunus ağabeyim ben diye benimle 1 saat konuştu. Ben anlam veremedim zaten, niye bana silah diyor? Yani bu dizide silah yok.' Yalçın Hafızoğlu: 'Aradan 1-2 ay geçti. Ben de Eşkıya'ya aslında Taner karakterini oynamak için gelmiştim. Audition verdim. Alparslan'ın bir sahnesini oynamıştım. Ondan sonra beni alamayacaklarını, çünkü düşman ailede neden Alparslan'a benzeyen bir karakter olsun ki diye bilgilendirdiler. Aradan bir iki ay geçti sonrasında telefon geldi. Ya biz bir şey yapmak istiyoruz, henüz bir işin yoksa gel görüşelim gibi bir şey' Yunus Emre Yıldırımer: 'Aslında ilk olay ne biliyor musun, daha hiçbir şey yok, karakterin girip girmeyeceği de belli değil. Biz sezona başladık, 5 ay öncesinden bahsediyorum sana. Melisa bana fotoğraf attı, Burcu senin ikizini bulmuş diye. Bir baktım Yalçın. O zaman tanımıyorum tabii. Ama ağabeyime daha çok benziyor Yalçın.' Yunus Emre Yıldırımer: 'Sonra diziye girdiği zaman, kim geldi dedim bana çok benzeyen? Aynı fotoğrafı attılar.' Yalçın Hafızoğlu: 'Ben çok heyecanlıydım mesela ilk geldiğim zaman. Sizin ile ilk tanıştığımda. Mesela yani bana o zaman deselerdi ki bak; 5 sene sonra, çok rahat olacaksın oğlum böyle espriler yapacaksınız, bilmem ne olacak, maç yapacaksınız, gece 3'te arayacaksın, 'Abi bak aklıma şöyle bir şey geldi' falan diye sorabileceksin falan deselerdi bana, o zaman ki heyecanım ile inanmayabilirdim.' İzlemekten en keyif aldığınız EDHO sezonu hangisi? Yunus Emre Yıldırımer: 'Hepsi bence çok değerli. Ama 1. sezonun ilk heyecanı çok iyiydi. 1. sezon bambaşkaydı. Ondan sonra ki sezonlarda devam etti, kendi içerisinde çok güzel sahneler aktı.' Yunus Emre Yıldırımer: 'Favori sahnelerim var ama yani' Yalçın Hafızoğlu: 'Tamam o zaman o sahneleri alalım.' Yunus Emre Yıldırımer: 'Galeride, Oktay ağabeyin bizi fırçaladığı sahne.' Yunus Emre Yıldırımer: 'Sen hadi bu akşam içmeye gidiyoruz diye, dayak yiyip, ertesi günü fırça yediğimiz sahne.' Ozan Akbaba: 'Dayak yemedik yalnız. Öyle bir şey yok. Hayır bizi yazmamış. Yani bize şunu yap, şunu şunu yap, diye yazmamış olmaları bizim dayak dediğimiz anlamına gelmiyor.' Ozan Akbaba: 'Benim favori sezonum yok. Yunus'un dediği gibi ilk sezonun heyecanı bambaşkaydı. Bence hepsi çok güzel. Çünkü hepsinde çok farklı şeyler yazıldı, çok değerli insanlar geldi gitti o yüzden bence hepsi çok güzel.' Yunus Emre Yıldırımer: 'Favori sahnen ne?' Ozan Akbaba: 'Mahmut'u karlar içinde aradığımız sahne. Mahmur o kadar ölmüyordu ki biz 20 bölüm boyunca Mahmut'u aradık. Karın ortasında, ayaklarımız sürekli karın içinde dondum. Setteki insanlar daha şanslıydı bize nazaran çünkü biz kostümün üstüne çıkamıyorduk, kalın kalın şeyler giyemiyorduk.' Yalçın Hafızoğlu: 'Benim en sevdiğim sezon…' Ozan Akbaba: 'Girdiğim sezon.' Yunus Emre Yıldırımer: ' Ve o bölüm inanılmaz bölümdü.' Yalçın Hafızoğlu: 'Zeyno'nun vurulma sahnesi. En sevdiğim sahne o. Çok güzel sahneydi.' Sette yaşadığınız en zor ve en komik an nedir? Yunus Emre Yıldırımer: 'En zor Rumeli Feneri. Orası zordu gerçekten. Orada benim bir sinsiliğim vardı, Yalçın'ı da kurtarmıştım. Korunaklı alan yaptık biz.' Ozan Akbaba: 'Orada nasıl korunaklı alan yaptın? Orada rüzgar almayan bir yer var mıydı?' Yalçın Hafızoğlu: 'Hoca geldi dedi ki buradan bu gelecek, buradan bu gelecek siz dağılacaksınız dedi. Daha yarım saat var çekime. Derken bir baktım, Yunus bir yerlerde bir yerlere bakıyor. Sonra geldi 'Yalçın çok güzel yer buldum sakın yanımdan ayrılma' dedi.' Çay mı, kahve mi? Ozan Akbaba: 'Sabahları kahve ve devamında çay.' Yunus Emre Yıldırımer: 'Ben daha çok kahve içiyorum.' Yalçın Hafızoğlu: 'Ben kahveciyim.' Ozan Akbaba: 'Kahve ben de çok seviyorum. Özellikle filtre kahvelerde değişik aromalar buluyorsun ya çok güzel oluyor ama ben gün içinde çay ile devam ediyorum. Niye daha çok çayla, atölye de sürekli uğraştığım için ve daha kolay yapıldığı için öyle yerlerde çay çok değerli oluyor.' Yalçın Hafızoğlu: 'Ama o çayın varlığı güç veriyor değil mi? Ozan Akbaba: 'Ya bir roman gibi düşünebilirsin aslında. Bütün uğraşlar için böyle. Mesela atölyede herhangi bir şeyle uğraşıyorsan hakikatten roman gibi düşünmek lazım. Nasıl ki romanlarda böyle güzel betimlemelerle, çok değerli kelimelerle cümleye daha fazla anlam katıp o anı yaşatmaya çalışıyorsa yazar, bizde de aynı şeyler var. Atölyede çalışırken çaydan güzel bir duman çıkıyorsa, bir yanda güzel bir müzik çalıyorsa ve ahşabı yavaş yavaş zımparalıyorsam o benim için çok değerli bir şey haline geliyor.' Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizisini bir emoji olsa ne olurdu? Ozan Akbaba: 'Benimki gözlük, güneş gözlüğü' Yunus Emre Yıldırımer: 'Benim ki şu olsun o zaman.' Yalçın Hafızoğlu: 'Kızgın surat olabilir. Oktay ağabey kızınca öyle oluyor ya.' Hanginiz daha fanatik? Ozan Akbaba: 'Yunus Emre sen bence ateşli değilsin. Sen çok hakimsin.' Yalçın Hafızoğlu: 'Bazen ben mesela çok kaptırıyorum kendimi. Sonra niye bunu yaptığımı sorguluyorum. Bana ne diyorum bu kadar abartılacak bir şey yok maç yani.' Yunus Emre Yıldırımer: 'Taraftarlıkta bence sen daha iyi Fenerbahçelisin diye bir şey yok. Yani Fenerbahçelisin işte, Fenerbahçeliyiz. Kimsenin bilmediği gizli bir özelliğiniz var mı? Ozan Akbaba: 'Ben arabayı iyi kullanırım.' Yunus Emre Yıldırımer: 'Doğa sporlarına meraklıyım.' Oktay Kaynarca'dan yediğiniz en büyük fırça hangisi? Şakayla karışık, sette… Yunus Emre Yıldırımer: 'En güzel yediğim dayak, oda da sopayla dövdü baya kaçtım.' Güzel sohbetti, teşekkür ederiz.

Ozan Akbaba, Yalçın Hafızoğlu ve Yunus Emre Yıldırımer üçlüsünden samimi bir röportaj sizlerle

DİĞER GALERİLER