Melekler sorarlar: "Sizin Allah için olan muhabbetiniz neydi?" Onlar "Biz birbirimizi sırf Allah için severdik" derler. "Girin cennete! Cennet, çalışanların karşılığını alacağı sevap yeridir!" derler. Elbette çağrılacaklar sadece bunlar değildir. Rabbim bizleri cennete çağrılanlardan eylesin. Cehenneme doğru davet edilenlerden değil.
Cennete en sonda giren kişi Cennet ehli cennete davet edilir. Cehennem ehli de cehenneme sokulur. Zor, çetin, dehşetli ve uzun bir gündür.
Belki milyonlarca yıla denk bir gündür. Bu arada cehennemde kalıp da, sonradan tahliye edilip cennete girenler vardır. Çünkü mümin kişi cehennemde ebedi kalmayacaktır. Efendimiz buradan bir manzarayı bize aktarıyor ve şöyle buyuruyor: "Cennete en son girecek olan kişi, bir yürüyüp, bir düşen kişidir. Onu ateşe atarlar. Ateşten kurtulunca şöyle der:
- Beni senden -cehennemden- kurtaran Allah'ı tespih ederim (O noksan sıfatlardan uzaktır.) Daha önce ve sonra gelenlerin hiçbirine vermediğini bana verdi. Yani beni cehennemden kurtardı.
O kişi için gölgesi çok büyük olan bir ağaç yükselir. Adam burayı görünce der ki: "Ya Rabbi! Onu bana yaklaştır!
Ondan başka bir şey istemem!" Onu ağaca yaklaştırır ve suyundan içirir. Sonra onun için önceki ağaçtan daha büyük bir ağaç yükseltilir. O yine der ki: "Rabbim! Beni o ağaca yaklaştır!"
Senden bundan başkasını istemeyeceğime söz veririm. Allah onu yaklaştırır. Adam gölgeye gider. Sonra Yüce Allah önceki ağaçlardan daha büyük bir ağaç gösterir. Adam bu sefer yine dua eder: "Ya Rabbi! Beni ona yaklaştır!"
Adam o ağaca yaklaştırıldığı zaman cennet ehlinin seslerini duyar ve şöyle dua eder: "Ey Rabbim! Beni cennete yaklaştırırsan artık senden başka bir şey istemem!"
Bunun üzerine Yüce Allah der ki: "Ey Adem oğlu! Sen ne sözünde durmaz kimsesin! Kaç kere söz verdin, sözünde durmadın, hep caydın, hep yalan söyledin! Sana dünya ve onun gibisini versem razı olur musun?"