Öldüren cazibe

GİRİŞ TARİHİ:  29.06.2010, 11:39 GÜNCELLEME TARİHİ:  29 Haziran 2010 Salı, 15:47

Vogue dergisi Tuba Büyüküstün'le bir moda çekimi gerçekleştirdi. Gazeteci-yazar Serdar Turgut da oradaydı ve güzel yıldızla ilgili izlenimlerini kaleme aldı

Vogue dergisi Tuba Büyüküstün'le bir moda çekimi gerçekleştirdi. Gazeteci-yazar Serdar Turgut da oradaydı ve güzel yıldızla ilgili izlenimlerini kaleme aldı

Tuba Büyüküstün'ü fotoğraf çekiminin ilk seansına giderken arkasından izledim. O anda fonda, dünyanın yalnızlığı en cok çağrıştıran trompetini çalabilen Miles Davis'in bir parçası olabilseydi, kendimi bir film-noir (kara film) başrolündeki tutkulu olduğu kadının elinde, hayatını mahvetmeye zevkle giden bir adam olarak hissedecektim.

Tuba, edasıyla, elegan yürüyüş stiliyle, stiletto topuklu siyah ayakkabısıyla bana Louis Malle'nin film-noir klasiği olan 'Elevator to the Gallows'daki Jeanne Moreau'yu hatırlattı. O filmin bilinçlere kazınan sahnesinde, Jeanne Moreau'nun Paris'in ıssız sokaklarında yürürkenki ritmi, fonda başlayıveren Miles Davis parçasının ritmiyle olağanüstü uyum sağlar; yürüyen kadın adeta Miles Davis'in müziğiyle sevişir gibidir o sahnede. Bu yüzden Tuba yürürken fonda bir Miles Davis çalmasını arzuladım.

ROMANTİK Mİ TEHLİKELİ Mİ?
Sonra pozlar verilmeye başlandı, adeta gösterime hiç girmemiş bir film-noir çekiliyordu gözlerimin önünde. Tuba bir anda bal gözlü romantik bir sevgiliden, yeşil gözlü öldürücü kadına dönüşüvermişti.

Gösterime girmeyen film-noir filminin çekimi başlamadan önce herkesin seveceği romantik sevgili tavrıyla aramızda dolaşan Tuba, çekim başlar başlamaz fazla zorlanmadan havaya giriyordu. Öyle ki, Tuba'ya âşık olan ve onun tarafından beğenilmek için öldürmeye bile hazır olan adamın, cinayetinden sonra ayağının dibinde yatan gövdeye duyduğu umursamaz, acımadan yoksun ve biraz da çemkiren seksüaliteyi bile suratında gördüm Tuba'nın.

FİLMDE ANCAK DEDEKTİF OLURUM
Çekimleri seyrederken elimde olmadan ben bu filmin neresinde yer alırdım diye de düşündüm. Öldürücü kadının ayağının dibinde yatmak fikri de çekici geldi ama bu çok rutin bir rol olacaktı. O rol çok ekstra işiydi ben bir ucundan esas adam kategorisinde olmalıydım. Kendime film-noir'ların kaçınılmazı olan özel dedektif rolünü uygun gördüm ve hayal ettim.

Son derece boğucu bir sıcağın olduğu günde devamlı pozlar vermek inanılmaz yorucu olmalıydı. Ancak Tuba Büyüküstün müthiş bir profesyonel, yoruluyorduysa da bunu göstermiyor etrafına, çekim esnasında sadece çok alçak sesle 'Amma da sıcak' demekle yetindi. Bizler ise oturduğumuz halde, durmadan şikayet edip durduk.

ŞIK GİYİNMEK ALIŞKANLIK
Öğle yemeği için ara verdiğimizde o yine çekici bir kıyafet ile yemeğe katıldı. Havuz kenarında oturan mayolu insanların arasından geçerken, gerçekten de fantastik bir görüntü oluşturuyordu. Öylesine şıktı ki, ben o kıyafeti fotoğraf çekimi için giydiğini sandım ama gerçek yaşamında giydiği bir kıyafetmiş. 'Rutin olarak bu şekilde mi giyiniyorsun?' soruma da 'sadece bazı dönemlerde' diyerek cevap verdi. Bu tür çekimlerin yoğun olduğu dönemlerde hep çok şık kıyafetler giyiyormuş. Şık giyinmek onda bir tür alışkanlık yaratıyor olmalı.

Yemek esnasında annesiyle de telefon konuşmasına kulak misafiri oldum. Ana-kız arasındaki ilişkinin çok sıcak olduğu belliydi. Annesine, çekimden sonra gecikerek de olsa geleceğini söyleyerek telefonu kapadı. (Yazının tamamı Vogue dergisinin haziran sayısında)

ARTIK FEMME FATALE OLACAK

'Siz hiç femme fatale rolünde oynadınız mı?' diye sordum. O da 'hayır' dedi. Bugüne kadar hep romantik kadını oynamış. Ona hiç değişik türde rol teklifinin gelmemiş olması doğrusu şaşırttı beni. Bu fotoğraflardan sonra femme fatale rollerinin ona akacağını biliyorum.
CANLI YAYIN