Memet Ali Alabora ile Pınar Öğün'ün yıllar önce
dizi setinde başlayan tanışıklığı önce
arkadaşl��ğa, sonra da aşka dönüşerek evliliğe uzandı.
Oyuncu çift; nasıl tanıştıklarını, evlilik hikayelerini, sanat dışındaki uğraşlarını, birbirleriyle ortak ve zıt yönlerini Vouge dergisine anlattı.
2003 yılında çekilen 'Hayalet' dizisinin setinde tanıştınız değil mi?
Memet Ali Alabora: Evet ama iki yıl sonra beraber olmaya başladık. Dizi setinde flörtöz durumlar oldu ama sevgili değildik. Sonrasın daki iki yılda hiç
görüşmedik.
Pınar Öğün: O dönemde ikimizin de
hayatında başka birileri vardı. Sonra Memet Ali askerden geldi, 4-5 ay sonra bir daha buluştuk.
Ne diye buluştunuz?
M: Hanımefendi aradı ve "Sana bir şeyler danışmak istiyorum" dedi. Ben de "Tamam zaten bir
konuşma yapmak için
Ankara'ya geliyorum, buluşuruz" dedim. Buluştuk, buluşuş o buluşuş! 20 Aralık 2005'ten 19 Kasım 2009'a kadar o buluşma devam etti.
Fikir danışmak bahane miydi yani?
P: Bilkent'i
yeni bitirmiştim.
İstanbul'a mı gelsem, Londra'ya mı gitsem karar veremiyordum. Gerçekten bunu
konuşmak istedim Memet Ali'yle. Profesyonel ve uzun bir
sohbetten sonra bu konulardan sıkıldık. Fakat ikimizin de birbirimizden ayrılmaya niyeti yok!
M: Birbirimizden hoşlandığımızı o gün anladık. Ben ertesi gün
İstanbul'a döndüm.
ÇOK YORULACAKTIK
O buluşmadan sonra kim aradı ilk?
P: Galiba Memet Ali aradı.
M: Galiba yalan söylüyor, ama olsun!
P: Valla sen aradın, hatta ben bir
dizi izliyordum o sırada. Yoksa ben mi aradım?
M: O buluşmadan sonra birbirimizi arar olduk işte. Sonra da devamı geldi işte.
P: Ama
telefonda hep bir mesafe var,
konuşamıyorsun, ne diyeceğini bilemiyorsun. Sonra yılbaşını geçirmek için İstanbul'a gittim. İlişkimiz resmen başladı o gün.
Sonra ne oldu, Pınar'ın düzeni Ankara'da, seninki İstanbul'da...
M: İlişkimizin ilk bir yılı
Ankara-İstanbul arasında geçti, geri kalan üç yılı daha kolay olsun diye Londra-İstanbul arasında geçsin dedik; çünkü Pınar eğitimine devam etmek için Londra'ya gidiverdi. Bize hep "Niye evlendiniz" diye soruyorlar ya, işte basit cevap: Aynı
şehirde ve evde yaşayabilmek için. Çünkü evlenmezsek bunun olmayacağını gördük.
Niye?
P: Birbirine acıkmak, susamak gibiydi bizimkisi. Ortak bir
hayat kurmayı, bunun da yasal olarak onaylanmasını istedik. Birkaç güne sıkıştırılmış bir buluşma tarzımız vardı, sen
İstanbul'a gel, ben Londra'ya geleyim gibi çok yorucu bir sistem.
M: Bizimle aynı vakitlerde tanışıp evlenmiş bir çift var. Çok yakın
arkadaşlarımız. Emir evlenme kararını şöyle açıklamıştı bana: "Bir senedir 55 metrekarede kıç kıça yaşıyoruz. Sınavı geçtik, artık evlenebiliriz." Ben de "Biz de aramızda
en az 1500 mille yaşıyoruz, biz de sınavı geçtik, evlenebiliriz" dedim.
PINAR ÇERKEZ KIZI Uzun mesafe ilişkisi nasıl oluyor?
P: Uzun
süre buluşma yerimiz Skype'tı. Ekranda Memet Ali'yi gördüğümde ekrana dokunduğumu falan biliyorum. Çok tuhaftı.
Şehirlerden birini seçip ev tutardınız, evlenmek şart mı? Ne dersiniz bu konuda?
M: Dürüst olalım mı? Pınar Çerkez bir
aileden geliyor ve onların kültürüne
uygun olan bizim evlenmemizdi. Öyle de yaptık.
P: Aynı evde evlenmeden beraber yaşasaydık huzursuz olacaktım.
Çevre baskısından kurtulmuş olduk böylece.
Peki yaşadığın kenti, aileni bırakıp İstanbul'a yerleşmek zor oldu mu?
P: Hayır, çünkü ben
Ankara'dan çıkmıştım, Ya
İstanbul'da yaşayacaktık, ya da Londra'da.
Ankara seçeneği hiç olmadı.
ZEVKLERİMİZ HİÇ UYUŞMUYOR Zevkleriniz uyuşuyor mu?
M: Hiç, sıfır. Pınar elektronik
müzik seviyor, ben klasik
müzik. Zevklerimiz uyuşmuyor.
Eee, nasıl oluyor?
M: Genelde her şeyi beraber yapıyoruz ama bazen de "Ben biraz kendi müziğimi dinleyeceğim" diyorsun, oluyor.
P: Zaten şunun şurasında evleneli yedi ay oldu, tam rutinimizi oturtamadık.
Şehirden uzakta bir ev tuttunuz değil mi?
M: Cihangir'deki evi tuttuk ama Demirciköy'de yaşıyoruz.
Şehirden uzak olmayı özellikle istedik çünkü birbirimize konsantre olmalıydık. Ya biz çok özledik, öyle böyle değil yani.
P: Hâlâ Memet Ali'yle
telefonda konuşmak sinirlerimi bozuyor. Çünkü yıllarımız öyle geçti.
Onun da bir heyecanı vardır.
M: Hiç de değil. Bazen insanlar "İlişkimizin ilk yılları ne kadar güzeldi" derler ya, ben değil ilk yıllara, bir hafta öncesine dönmek istemem. Geleceği seviyorum Pınar'la. Birlikte bir
hayat inşa etmenin
heyecanını seviyorum. Onunla olgunlaşmayı, dönüşmeyi seviyorum.
PINAR'IN BAYAĞI BİR HASTASIYIM! Memet Ali, sen tek kişilik bekar hayatınla nasıl kapattın hesabını?
M: Ben bayağı hastasıyım Pınar'ın, o yüzden onunla bir
hayat kurarken bir şeylerden ödün verdiğimi, bir şeyleri kaybettiğimi düşünmüyorum. Aksine
kazandım ben. Bayılıyorum aynı evde olmaya Pınar'la. Bak tek başına uyumak olabilecek bir şey, çünkü bazen insan çok yorgun oluyor, kafayı vurup yatıyor. Ama tek başına uyanmak var ya... Çok kötü bir şey.
Sabahleyin karımla uyanayım mümkünse.
Ailenin Memet Ali'yi sevmesi senin için ne kadar önemliydi?
P: Çok. Şunu biliyorum, sevmeseler de bana bunu yansıtmazlardı. Yani yine de evlenirdim.
M: Bizimkiler Pınar'a bayılıyor. Hatta
annem resmen çöpçatanlık yaptı.
Diziden ayrıldıktan sonra geçen iki yılda hep Pınar'dan
haberler getirdi. Hatta Pınar fikir danışmak için ilk
annemi aramış, o da "Memet Ali'ye sorsana, o daha iyi bilir" demiş.