Evlilik bana çok saçma geliyor!

GİRİŞ TARİHİ:  13.07.2010, 09:11 GÜNCELLEME TARİHİ:  13 Temmuz 2010 Salı, 09:11

Kenan İmirzalıoğlu ile geçtiğimiz aylarda yolları ayrılan oyuncu Zeynep Beşerler "İlişkimde benim için mutlu son, evlilik değildi. Sadece çocuk için isterdim. Evlilik dünyanın en saçma şeyi" diyor

Zeynep Beşerler bir reklam filmiyle adım attığı sektöre daha sonra oyunculukla devam etti. Şimdiye kadar çok sayıda diziyle ekrana gelen Beşerler, Kenan İmirzalıoğlu ile yaşadığı birliktelikle de sürekli gündemde oldu. Güzel oyuncu, İmirzalıoğlu ile yaşadığı 6 yıllık birlikteliği, hayata bakış açısını ve planlarını All dergisine anlattı...

Sektöre 'koşarak' girmiştiniz bir Kinetix reklamıyla. Sonra oyunculuk geldi. Bunlar olmasaydı hayatınız nasıl şekillenecekti?
Hayatımla ilgili hiçbir fikrim yoktu. Fransız Dili ve Edebiyatı okuyordum ama o bölümle ilgili bir şey yapmayacağımı biliyordum. Açıkçası "Üniversiteyi bitireyim de ne olacak bakalım" diyen gençlerdendim.

PLAN YAPAN APTALDIR

Artık oyunculuk, kariyeriniz diyebiliriz. Ama siz biraz yavaş gittiniz. Neden ilerlemediniz?
Çok hırssız bir insanım. Bu işte de en önemli şey hırs. Tırmalaman lazım. Bende bunlar hiç yok. Bu geliyor, bunu yaparım olmazsa ötekini yaparım. Dert değil. "Nasıl olsa doğru yol beni bulur" diyorum.

Var mı bir yol planınız peki?
Hiç yol çizme gibi bir düşüncem olmadı. Hiçbir zaman planlamadım.

Bu durum size finansal açıdan bir zorluk getirmiyor mu?

Ama bir şekilde para kazanıyorsun zaten. Ben açıkçası hep "Allah babamı başımdan eksik etmesin" diyorum. Bu yaşıma geldim hala en ufak bir şeyde "Baba bana biraz borç verir misin" diyebiliyorum. O yüzden de belki bu kadar rahatım.

Tek çocuk musunuz?
Bir kız kardeşim var. Benden 6 yaş küçük. O da bizim sektörde, kamera arkasında, rejide.

Sizinki zor sektör... "Nereden geldim bu işe" dediğiniz oluyor mu?
Bazen çok isyan ettiğim, "Yerim ben böyle işi" dediğim oluyor. Televizyonda herkesin evindesin ya... Sana, arkadaşı, komşusu, akrabası gibi davranıyorlar. Bu da insanı çileden çıkartabiliyor. Çünkü tanımadığın bir insanla aranda belli bir mesafe olur. Ama onlar seni tanıdıkları (!) için, 'Yok artık bu kadar da değil' noktasına gelebiliyorsun.

"Ben hırslı değilim, yol planım yok" demiştiniz. Riskli değil mi?
Bana riskli gelmiyor. Bence planprogram aptallara göre bir iş. Yarın ne olacağını bilmiyorsun ki. Ben "Gününü yaşa, tadını çıkar", 'Carpe diem' diyorum. Tabii ki tüketeyim, bugün her şey bitsin değil. Ama yarın için çok büyük plan-programım yok.

Kenan İmirzalıoğlu'yla ilişkinizden dolayı mesleğinizde ikinci planda kaldığınızı düşündünüz mü?
Düşündüm tabii ki, olmaz mı?

Bu sizin istediğiniz bir durum muydu, yoksa sektörün davranışı yüzünden mi oldu?
İkisi birden. Ben aslında bu durumu çok istemedim ama elimde olmayan sebeplerden dolayı öyle gitti. Çok büyük bir oyuncunun kız arkadaşıysan böyle bir dengesizlik oluyor.

HİÇ PİŞMANLIĞIM YOK
Peki bir pişmanlığınız var mı? "Keşke şunu yapmasaydım, böyle davransaydım" dediğiniz?
Oldu tabii ki. Ama hiçbiri için keşke demiyorum. Öyle olması gerekiyormuş, öyle oldu. Şimdi artık "Günümüze bakalım" diyorum.

Sizin gazetelerde bir açıklamanız var. "Artık hayatımda aşk uzun süre yok" diye. Sizce bu demeç ne kadar değiştirildi?
Ben "Şu anda hayatımda hiç aşk yok. Yanımdaki kimse benim sevgilim filan değil. Uzun bir süre de aşk olmayacak" dedim. Ama bu benim elimde olan bir şey değil. Gelene de "Git" denmez...

Magazin sizin ilişkinizi ne kadar etkiledi? Ne düşünüyorsunuz?
Çok etkilemedi. Biz bir şekilde karşılıkl ilişkimizi koruduk.

NE ACILAR YAŞANIYOR!
Sizinki altı yıl süren bir ilişkiydi. Sizin için evlilik, mutlu son muydu bu ilişkide? Ne dersiniz?
Ben hiçbir zaman öyle bir şey düşünmedim. Sadece bu ilişkide değil, bu hep böyleydi. Evlilik benim için bir tek çocuk doğurmaya karar verdiğim zaman gerekli. Zaten ilişkinin belli kuralları oluyor. Onlara uyduğun sürece evliden de bir farkın olmuyor. Ama çocuk doğuracağın zaman kağıt üzerindeki imzaya gerek var. Yoksa bana kalsa evlilik dünyanın en saçma şeyi.

Uzun süreli ilişkilerin bir de alışkanlık kısmı var. Bu kısmı şimdi sizi yıpratıyor mu?
Yok. Biraz başıma buyruk olduğum için zorlanmadım. Ama en yakın arkadaşını kaybetme durumu beni biraz zorladı. Sonra "İnsanlar neler anlatıyor. En yakınlarını, canlarını yitirip onun acısıyla baş edebiliyorlar. Atlatılmayacak bir şey değil" diye düşündüm. Kendime "Ne yapıyorsun? Sonuçta herkes sağlıklı. Geç bunları" dedim. Geçti ondan sonra.

Şu anda görüşmüyor musunuz? Bir araya geliyor musunuz?
Yok. İki aydır hiç görüşmüyoruz. Ve bitti yani. Geçmişte kaldı.
CANLI YAYIN