İkinci olmak için dizi yapmam

GİRİŞ TARİHİ:  04.09.2010, 12:12 GÜNCELLEME TARİHİ:  04 Eylül 2010 Cumartesi, 12:13

Ünlü senarist Birol Güven, "Kendimi bir çeşit köşe yazarı gibi görüyorum" dedi ve ekledi: "Çocuklar Duymasın'ı yazmayı çok özledim. Diziyi bu yüzden yeniden hayata geçirdim. Benim mecram burası... Ben de memleket meseleleri hakkında karakterleri konuşturuyorum

7 yıl sonra ekrana geri dönen ve yine çok sevilen 'Çocuklar Duymasın' dizisinin senaristi Birol Güven, "Bir eski, bir yeni bölümleri aynı anda seyrederseniz, ülkedeki değişimi görebilirsiniz" diyor. Evinde eşiyle arasında yaşanan diyalogları da zaman zaman senaryoya koyduğunu belirten Güven, referandum bitince politik diyaloglara daha fazla yer vereceklerini belirtiyor.

İKİNCİ OLMAK İSTEMEM
"Birincilik dışındaki her sonuç başarısızlıktır" demiştiniz. Nasıl bu kadar iddialı konuştunuz?

Bu benim iddiam değil, bu 'Çocuklar Duymasın'ın iddiası. Zamanında 30 reyting almış bir dizi, tekrar yapılıyorsa başka bir sonuç kabul edilemez diye düşünüyorum.

TV dünyası bu... Eğer farklı bir sonuç çıksaydı nasıl bir yorum yapacaktınız?
TV sektöründe arz çoğaldı. Tematik kanallarla birlikte seyirci parçalanmış durumda. Türkiye'de melodram çok gelişti, çok iyi diziler yapılıyor. Drama, hep komediye göre daha güçlüdür. Çünkü insanlar farklı şeylere güler ama aynı şeylere ağlar. Böyle bir sonuç çıksaydı, durumu seyirci alışkanlıklarının değişmesine bağlayabilirdim. Zaten şu bir gerçek; artık hiçbir dizi, hiçbir kanal açık ara birinci olamayacak. Birincilikler kılpayı olacak. Dolayısıyla televizyonda var olmak bir başarıdır. Ama hedef birinciliktir. Ben ikinci olmak için dizi yapmam.

TÜRKİYE PANORAMASI
2003 yılındaki bölümlerle, yenilerini kıyaslarsanız nasıl bir tablo ortaya çıkar?

'Çocuklar Duymasın'ı 2003'te seyrederseniz 2003 Türkiye'sine, 2010'da seyrederseniz 2010'a dair bir fotoğraf ortaya çıkar. Biz bunun için uğraşıyoruz, küçük tespitler yapmaya çalışıyoruz. Tabii ki bir diziden tüm ülkenin sosyolojik yapısını göz önüne sermek olası değil ama dizi, en azından bugünkü modern Türk ailesi için ipuçları taşıyor. Bir eski, bir yeni diziyi aynı anda seyrederseniz ülkedeki, aile meselelerindeki değişimi görebilirsiniz.

Neler değişti gündemimizde?
Mesela 2003'te bu kadar çok fazla internet üzerinden iletişim kurmuyorduk. Biz oturup arkadaşlarla konu ararken, bulduğumuz şeyler bir şekilde dönüp dolaşıyor internete geliyor. Mesela en son yazdığımız bölümde çaycı Hüseyin'e internet adresi aldık. Yani farklı dönemlerde çekilmiş dizi 7 senede orta sınıf grubundaki değişiklikleri ortaya koyuyor.

Politik gündem bundan böyle diziye nasıl yansıyacak?
Politik gündeme dair diyaloglarımız oluyor ve olacak. Bu referandumdan sonra daha çok artacak. Çünkü bir taraf olmak istemiyoruz. Oylamadan üç gün önce yayınlanacak bölümde, nasıl oy kullanılacağını anlatıyoruz. Ama 'evet' ya da 'hayır' anlamında yorum yapmıyoruz. Çünkü 'Çocuklar Duymasın' bu ülkenin ortak paydası. Hiçbir kesimin dizisi değil.

SENARYOLAR TWITTER'DAN
2003'te ilham kaynağınız gözlemlerinizdi. Şimdi sosyal alem de var! Twitter, facebook gibi paylaşım siteleri sizi nasıl etkiliyor?

Sosyal medya, filtre görevi görüyor. Çünkü çok büyük haber bombardımanı var ama bunların hepsi gündeme düşmüyor. Bazıları kimsenin dikkatini çekmeden yok oluyor. Ama bir twitter izleyicisiyseniz, twitterda olup bitenler zaten Türkiye'nin gündemine düşmüş demektir. Twitter'da herhangi bir mesele ilgi çekmişse, biz onu senaryo gündemimize alıyoruz. Çünkü gerçek gündem orada. Bu paylaşım sitelerinin yazıyla uğraşan herkesin işini kolaylaştırdığını düşünüyorum.

Dizide çok doğru tespitler yapıyorsunuz. Türk toplumunu çok iyi tanıyor musunuz?

O çok iddialı olur. Türk toplumu çok iyi tanınacak kadar küçük değil, benim de uzmanlığım değil. Ben kendimi sadece yaşadığım dar çevrede, bir fotoğrafçı olarak nitelendirebilirim. Yazdıklarım içinde bilimsel bazı tespitler varsa da ben onları bilerek yapmadım.

Tamer Karadağlı, 'Haluk'un sizin alt benliğiniz olduğunuz söylemiş. Ne düşünüyorsunuz?
Kısmen doğru olabilir. Çünkü 'Haluk' abartılı bir karakter. Ama benim de Haluk gibi olduğum noktalar var. Bazen söyleyemediklerimi onun üzerinden söyleyerek rahatlıyorum. Haluk benim Avatar'ım. Ortalama bir Türk erkeği de bazı yönlerini Haluk'a benzetebilir.

OYUNCULAR ÇOK FAZLA MEDYATİK OLMAMALI
Yıllar önce özel hayatlar ve skandallarla ilgili bir tavrınız vardı. Pınar Altuğ bu nedenle diziden ayrılmıştı. Şimdi oyuncularınıza karşı herhangi bir sınırlamanız var mı?

O zaman da öyle bir tavrım yoktu. Yazıldığı gibi değildi. O dönemde de, bu dönemde de aynı; ben oyuncuların çok fazla medyatik olmamasından yanayım. Medyada ne kadar kendiniz olursanız, o zaman oynadığınız roller de inandırıcı olmaz. Bu benim şahsi düşüncem ama oyuncuların kendi tercihi... Buna karışamam, hakkım da yok! O dönemki sorunlarda, biz Star'a transfer olmuştuk, TMSF kanala el koymuştu, arkamızda medyamız yoktu ve kendimizi anlatamadık. Yani krizleri yönetemedik. Medyamız olsaydı böyle olmazdı. Zaten Pınar da istememişti.

BAŞKA TARZDA YAZAMAM
Tamer Karadağlı için "Haluk'tan başka kimseyi iyi oynayamıyor" deniliyor. 'Çocuklar Duymasın' sizce Karadağlı'nın kariyeri için için hem büyük şans hem de şansızlık mı?

Başarı için iyi senaryonun, iyi yönetmenin ve doğru oyuncuların bir araya gelmesi gerekiyor. 'Çocuklar Duymasın'da böyle bir kimya yakalanmış olabilir. Aynı yetenekli oyuncu başka yerdeki partneriyle o kimyayı tutturamayabilir. Kolektif bir iş yapıyoruz, futbol gibi...

Siz yapımcısı olduğunuz bütün işlerde hep doğru mesajlar vermeye çalışıyorsunuz. Öyle değil mi?

Doğru bilgi veriyorum! TV'nin ülkeyi geliştirmesi gerekir. Mesela Pakistan'a yardım bölümü yaptık. Böyle şeyler olmazsa, yaptığımız iş, bizi mutlu etmez.

Peki 'ailemizin senaristi' modundan çıkıp mesela 'Kurtlar Vadisi' gibi bir dizi yazmak istemez misiniz?

Yazmam, öyle bir yeteneğim de yok. Herkesin bir stili var! Ama yapım şirketi olarak böyle bir şeyi yapabiliriz.

EVİMDEKİ ÇORAP-NEVRESİM KRİZİ DİZİYE KONU OLDU!
'Çocuklar Duymasın'ı yazmayı özlemiş miydiniz?
Evet, zaten onun için yaptım tekrar. En büyük motivasyonum buydu. Bu benim mecram, kendimi buradan ifade ediyorum. Mesela Meltem'le Haluk da klasik müzik-arabesk tartışmasına girdi. Ben kendi görüşümü söylemiyorum ama insanları o konuda konuşturmayı seviyorum. Dolayısıyla güncel yazdığım için kendimi bir çeşit köşe yazarı gibi görüyorum. Memleket meseleleri hakkında karakterleri konuşturuyorum.

Siz nasıl bir ailede büyüdünüz? Dizi kendi ailenizden de izler taşıyor mu?
Kalabalık bir ailede büyüdüm. Yani hem benziyor, hem de benzemiyor. Bire bir de yazamam zaten. Çoğunluğunu da uyduruyoruz. Ama evde ilginç şeyler olursa kaçırmıyoruz. Bir mesele olduğunda yazıyorum.

Mesela neyi yazdınız?

Banyoda tıraş köpüğüm, kremim ve tıraş bıçağım var! Toplam üç parça eşya! Eşiminse çok şeyi var. Hiçbir zaman o üç eşyamı bulamıyorum, hep yeri değişiyor. Bunu bire bir 'Haluk'un üzerinden yazdım. Mesela bir gün çekmeceyi açtım, en üstte nevresimler var, en altta çoraplar. Çorap her gün değişir, ama nevresim o kadar sık değişmez. Ben niye her gün eğiliyorum? Bunu da yazdım.
CANLI YAYIN