Tamer'le aramda sihir var

GİRİŞ TARİHİ:  20.10.2010, 11:21 GÜNCELLEME TARİHİ:  20 Ekim 2010 Çarşamba, 11:25

Tamer ile benim aramda büyük sihir var. O sihri biz de açıklayamıyoruz. İyi arkadaş olmamızla mı ilgili bilemiyorum.

Geçen yıl Erol Evgin'le birlikte 'Bir Şarkısın Sen' yarışmasını sunan Pınar Altuğ, bu sezon, yedi yıl aradan sonra atv'de yeniden izleyiciyle buluşan 'Çocuklar Duymasın' dizisiyle ekrana konuk oluyor. "Bu dizide yeniden oynamaktan büyük mutluluk duyuyorum" diyen Altuğ, 'Çocuklar Duyması'nın ikinci doğuşunu, ekip arkadaşlarını, anneliği ve evliliğini anlattı.

'Çocuklar Duymasın'ın yeniden hayata geçme aşamasında birçok yorum yapıldı. Siz ne düşünmüştünüz?
Çok heyecanlandım. Çok komik bir şekilde ortaya çıktı. Birol'un (Güven) yeni projesi başlıyor. Tamer (Karadağlı) Birol'a tebrik mesajı atıyor. Birol'dan gelen cevap "Eski dizimiz 'Çocuklar Duymasın'ı yapmadığımız sürece içim rahat etmeyecek" oluyor. Sonra Tamer'le konuşuyoruz. "Birol ile konuştum, ne dersin?" diyor. Ertesi gün "Siz şartları netleştirin sonra konuşuruz" dedim. Daha sonra Tamer "İş ciddiye biniyor" dedi. Hızlı hareket ederek ben doğurmadan birkaç bölüm çekmeyi kararlaştırdık. Böylece dizide üçüncü çocuğumuz olacaktı ama yapamadık. Tamer'in diğer dizisi devam etti. Ben başka bir dizide oynadım. Sonra tekrar bu fikir ortaya çıktı. Diziye karşı çıkan oldu ama biz pek dinlemedik.

YARIM KALMIŞ PROJEYDİ
* Yeniden bu kadar beğenileceğini tahmin etmiş miydiniz?
'Çocuklar Duymasın' bana göre bitmemiş, yarım kalmış bir projeydi. Böyle kalmayı hak etmiyordu. Çok iyi bir şey yapacağımıza emindik. İstediğimiz gibi oldu. Hatta "Eskiden izlemiyordum şimdi izliyorum" diyen bile var. Onlarla beraber biz de büyüdük. Hayat değişti. Çetinoğlu ailesi bütün bu değişime ayak uydurdu. Onların da hayatı değişti. Galiba bu, insanlara çok tanıdık geldi. Ekranda çok vurdu kırdı var. Eğlenilecek çok az iş kaldı. Biz onlardan biriyiz.

Diziye son bölümlerde Duygu'nun sevgilisinin ailesi de katıldı. İki aile arasında eğlenceli diyaloglar yaşanmaya başlandı. Siz kız çocuğu olan biri olarak Meltem'in tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ben Meltem kadar sert olmayabilirdim. Elbette insan çocuğunun mürüvvetini görmek ister. Güzel bir evlilik yapsın ister. Sonuçta herkes hayatını kendisi kurar. Ben de Su okulunu bitirmeden evlenmesini istemem. Kendi ayaklarının üzerinde durmasını isterim. Cebine kendi parasını koyabilsin. O zaman kadın kendisini daha güçlü hissediyor. Meltem'in de aslında istediği o... Onu sinir eden bir dünür var karşısında... Ben oynarken çok eğleniyorum.

Peki Meltem'in size benzer yanları var mı?
Meltem çok mükemmel bir kadın... Rolü üstüme giymek dışında benzer hiçbir yanımız yok. Kocayı, çocukları, arkadaşları, işi idare ediyor.

Dizinin tekrarları bile çok fazla izleniyor. Dizi uzun yıllar devam edecek mi sizce?

Doğum günümde sette bana bir sürpriz yaptılar. Pastanın mumlarını üflerken Birol'a "50 yaşında da burada, bu sette olmayı diliyorum. Eline kuvvet" dedim. O da "Senin 50'ne daha çok vardır. Ben o kadar senaryo yazabilir miyim?" dedi. İnşallah çok uzun yıllar bu işi yapmaya devam ederiz. Birbirini çok seven ve iyi anlaşan bir ekibiz. Her sette bu ortam yoktur. Kadınlar birbirlerinin gözünü oyarlar. Adamlar birbirlerinin arkasından ne yapacağını şaşırırlar. Bizim setimizde öyle şeyler yoktur.

Bu sürede doğum da yaptınız ama hemen formunuza kavuştunuz.

Doğum yapmak kadına iyi gelen bir şeydir. Eğer tadını da çıkartırsanız çok güzel gelir.

Siz bu süreci nasıl geçirdiniz?

16.5 kilo fazlayla doğuma girdim. Normal doğum yaptığım için 10 kilosu zaten doğumda gidiyor. Ben çok su toplamıştım. Tansiyonu çok yüksek olmayan bir hamileydim. Doktorum tuzu hiç yasaklamadı. Canım acayip tuzlu ve ekşi çekiyordu. Sürekli tuzlu ve ekşi yiyordum. Dolayısıyla acayip şişmiştim. Doğumla birlikte o su da gitti. Çok fazla bir şey yapmadım. Hamilelikte dizlerimde kilolardan kaynaklanan bir sakatlığım da oldu. Spor da yapamadım. Doğumdan sonra akışına bıraktım. Son 5 kilo kaldı, bir türlü gitmedi.

Hamilelik döneminde orantılı kilo almıştınız. Belki de bu yüzden sizi hiç çok kilo almış olarak hatırlamıyoruzdur...
Ben hep bütün kilo alıp bütün kilo veren biriyim. Bütünüyle kilo aldığım için tek başına baktığınızda idare ediyorum. Ama yanıma zayıf biri gelince kilo aldığım anlaşılıyor. Aslında bu kötü, kilonuzu hiç saklayamıyorsunuz. Eğer bir bölgeniz kilo alsa ona göre saklarsanız.

Bu tempoda kızınıza nasıl vakit ayırıyorsunuz?
Genelde haftada iki gün çalışıyorum. Bazen üç gün çalıştığım da oluyor. Çok bize yüklenmiş ve detaylı bir senaryo yoksa iki günde işimiz bitiyor. Çok erken değil setimiz. Genelde gece geç bitiyor ama Su zaten 21.00'de yatağa giriyor. Su uyuduktan sonra 22.00'de ya da 23.00'te eve gitmem arasında bir fark yok. Sadece uykumdan feragat edip sabah erken kalkıyorum. Annesiz geçirdiği hiçbir gün olmuyor. Haftada bir gün, babaanne mutlaka bizde... Babaanne Su'yun en büyük oyun arkadaşı... O evdeyse ne beni ne de babayı gözü görüyor.

Eşiniz de ünlü. İki oyuncunun evlilik yaşamasının avantajları ya da dezavantajları var mı?
Biz çok o gözle bakmıyoruz. Birbirinin işlerine karışan bir çift değiliz. Ne ben onun işine karışırım ne de o benim işime karışır. Fikir danışırız. İşten anlıyor olmak tabii ki fikir danışırken biraz daha her şeyi kolaylaştırıyor. Sabaha karşı eve geldiğinde neden bu saatte geldiğini daha iyi anlıyor. Sonuçta evlendiğin insan senin hayatını anlıyorsa mutlu olursun.

TAMER'LE ARAMIZDA SİHİR VAR
* Dizinizde rollerin oyuncularla bu kadar özdeşleşmesini neye bağlıyorsunuz?

Tamer ile benim aramda büyük sihir var. O sihri biz de açıklayamıyoruz. İyi arkadaş olmamızla mı ilgili bilemiyorum. Herhalde o bir büyü. Onun açıklaması yok. Eğer bunu açıklayıp kağıda dökebiliyor olsaydık o zaman her şey çok farklı olurdu. Belki herkes o formülü bilip dener ve yapardı. Ama bunun bir açıklaması yok. Böyle geldi ve gidiyor. Biz de bunu yapabiliyor olmaktan çok mutluyuz.

Dizide çocuklar büyüdü, bir takım şeyler değişti ama Meltem hâlâ aynı...
Bunu nasıl sağladınız?

Belli yaş aralıklarında dönüm noktası olduğu için çok değişmezsiniz. O zaman 29 yaşındaydım, şimdi 36 yaşındayım. 29-36 çok değişme göstereceğiniz bir yaş aralığı değil. 40'tan 50'ye varsan belki bazı şeyler değişir. Kendime de bakmaya çalışıyorum. Onun da etkisiyle çok büyük bir fark yok

KIZIM SU ÇOK İSTENEN BİR AŞK BEBEĞİYDİ
Hamileyken kendinizi kötü hissettiğiniz oldu mu?

Tabii ki oldu. Kadınsınız, güzel görünmek istiyorsunuz. Hiçbir şeyin içine giremiyorsunuz. Ne giyseniz dar ve kısa geliyor. Alyansımı beşinci aydan sonra takamadım. Aynaya bakıyorsunuz, eski siz değilsiniz. Yanık tenle gezmeye alışkınım. Hamileyken solaryuma da giremedim. Bütün gün hep hafif makyajım yüzümdeydi. Saçlarım hep çok bakımlıydı. Hayatımda hiç olmadığım kadar bakımlıydım.

Annelik size neler kattı?

Anne olmayı çok sevdim. Su, çok istenen bir aşk bebeğiydi. Başkalarının bizi nasıl gördüğünden çok benim onunla nasıl yaşadığım beni ilgilendiriyor. Dışarıdan da güzel görünüyorsa ne ala...

Su'yun ekran önünde yer almasından rahatsızlık duyuyor musunuz?
Buna cevap vermek de bunu yaşamak da çok zor... Kimse görmesin, kameralar çekmesin derseniz çocuğu evden çıkarmamanız lazım. Bir şekilde bir yerde karşınıza kamera çıkıyor. Ben de Yağmur da tanınan insanlarız. Bu konuda izlediğim en doğru insan Hülya Avşar'dır. Zehra'yı çok doğru koruduğuna inanıyorum. İnşallah ben de onun kadar başarılı olurum.

CANLI YAYIN