Karıma bitirimlik sökmez!

GİRİŞ TARİHİ:  02.05.2011, 10:18 GÜNCELLEME TARİHİ:  02 Mayıs 2011 Pazartesi, 10:18

'Ezel'in 'Kerpeten Ali'si Barış Falay, "Eşim Esra'yı görür görmez 'Evleneceğim kadın bu!' dedim ama beni fena süründürdü" dedi. "Evde de bitirim misiniz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi: "Evde bize bitirimlik yaptırmazlar. Hanıma bitirimlik sökmez!"

'Ezel' dizisinin 'Kerpeten Ali'si Barış Falay, Bilal Özcan'ın Kanaltürk'te yayınlanan programı 'Laf Aramızda'ya konuk oldu. Özcan'ın sorularını yanıtlayan Falay; 'Ezel'den çocukluğuna, oyuncu Esra Ronabar'la evliliğinden oyunculuk macerasına kadar pek çok konuda samimi açıklamalar yaptı.

Normalde kötü karakterler sevilmez ama izleyici sizi seviyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Karakterler, herkeste olabilecek zaaflara odaklanılarak yazılıyor. Kötülük de bir zaaf ama hayatta kötüler de sevilir!

'Kerpeten Ali' başrol değil ama başrol kadar öne çıkıyor...
Şöyle bir durum var; Kenan (İmirzalıoğlu) başrolde muhteşem oynuyor, biz fiziksel olarak onun yanında ufak kalıyorduk. "Kenan'ın yanında 'Kerpeten Ali' hareketli olsun" dedik. Böyle yaparak fark edilmesini sağladık.

KÖTÜ ELEŞTİRİYİ SEVMEM
Kötü bir karakteri oynuyorsunuz ama internette ne sizinle ilgili, ne de canlandırdığınız karakterle ilgili kötü bir eleştiri yok...
Bana gelen projelerde yapabileceklerime atlıyorum. İşimi olabildiğince disiplinli yapıyorum.

Hakkınızda kötü bir eleştiri yapılırsa nasıl karşılarsınız?
Egosantrik bir iş yapıyoruz. Aleyhte eleştiriyi sevmiyorum. Kötü eleştiriyi bence hiçbir oyuncu sevmez.

'Aliye' dizisinde oynadığınız 'Müco' da kötü adamdı... Bu tarz rollerin üzerinize yapışmasından çekinmiyor musunuz?
Yapışmaz, ben 'Ezel'de bitirim bir sokak adamını oynuyorum. Zamanında 'Müco' için de aynı şey söylenmişti. Ben oynadığım her rolde farklı bir karakter yaratacağıma inanıyorum.


ÖNEMLİ OLAN PROJEDİR
Siz 13 yıldır Kocaeli Şehir Tiyatrosu'nda kadrolu sanatçısınız. Tiyatro ilk kurulduğu zaman sahnede tam altı saat boyunca 'Hamlet'i oynadığınız doğru mu?
Evet, doğru. Seyirciler için iki saatte bir ara veriliyordu. İlk arada börek servisi, ikinci arada çorba servisi vardı. Birçok insan bize "Saçmalıyorsunuz, kim tiyatroda 6-7 saat kalır?" diyordu.

Bazı oyuncular, "Tiyatro sanat yaptığım, TV para kazandığım yer" der...
Ben TV ya da tiyatro diye ayırmıyorum. Oyunculukta önemli olan projedir. Diziler de oyunculara çok şey katıyor.

Kalabalık yerlerdeki ilgi sizi rahatsız ediyor mu?
Türkiye'de sanatçı olmak, ABD'ye göre zor. Çünkü bizim halkımız; sevdiği oyuncu ile sürekli fotoğraf çektirmek istiyor. Ben fotoğraf çektirmeyi pek sevmiyorum. Ancak yine de ilgi beni çok onore ediyor.

Sokağa çıkınca tanınmamak için yöntemleriniz var mı?
Eşim bazen, "Markete uğra eve gelirken" diyor. Yorgun oluyorum; bir an önce alışveriş yapıp eve dönmek istiyorum ama markettekiler fotoğraf çektirmek isteyince olmuyor. Ben de gözlük, şapka kullanıyorum.

SİLAHLARLA ARAM YOK
'Kerpeten Ali' silahı elinden düşürmüyor. Sizin silahla aranız nasıl peki?
Benim silahla aram hiç yok! En fazla lunaparkta havalı tüfek atmışımdır.

Artık trafikte, maçlarda, her yerde şiddetle karşı karşıya geliyoruz. Siz şiddetin başrolde olduğu durumlarla karşılaştığınızda nasıl tepkiler veriyorsunuz?
Çocuğum olmadan önce çok daha korkusuzdum. Şimdilerde özellikle kavgalara falan karışmamaya çok dikkat ediyorum.


EŞİM BENİ SÜRÜNDÜRDÜ PEŞİNDEN ÇOK KOŞTUM!
Eşinizin peşinden çok koştunuz mu?
Eşim Esra'yla (Ronabar), 2004 yılında 'Azizname' isimli eseri Kenterler Tiyatrosu'nda oynarken tanıştım. Görür görmez "Evleneceğim kadın bu" dedim. Kadınlar çok kolay yaratıklar değil; erkekleri hayat boyu süründürmeyi çok severler. Esra da beni çok süründürdü. Hep "Sabır" dedim. Birini seviyorsunuz ve bekliyorsunuz; sizce bu sürünmek değil de nedir?

Oğlunuzun doğumunu izlemişsiniz... Doğuma girmek sizi nasıl etkiledi?
Kendinizi aciz hissediyorsunuz. Müthiş bir duygu. "Bebeği biz taşıyamıyoruz, bari o duyguyu paylaşalım" dedim. Ara sıra Esra'yı, "Onu ilk ben gördüm" diye kızdırıyorum. Oğlumu ilk gördüğüm an ağladım.

Evde de dizideki gibi bitirim biri misiniz?
Bizim evde bana hayatta bitirimlik yaptırmazlar. Bizim hanıma bitirimlik sökmez. Evde iyi bir eş olduğumu söyleyebilirim.

NABZIM DUYULMAMIŞ ÖLDÜĞÜMÜ SANMIŞLAR
Dünyaya sekiz aylık geldiğiniz doğru mu?
Doğru! Zor bir doğumla dünyaya gelmişim. Doğum anında annemin karnında bir ara nabzım duyulmamış. Öldüğümü sanmışlar. Enteresan bir doğum olmuş.

TAKLİT YAPARDIM
Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Güzel bir çocukluk yaşadım. Bizim çocukluğumuzda mahalle kültürü vardı. Ben dört yıl Maltepe'de, beş yıl da Diyarbakır'da yaşadım. Diyarbakır'da askeriyenin içindeydik. Geç saatlere kadar sokaklarda oynardım. O zamanlar reklamlarda gördüklerimin taklitlerini yapardım. Ablamla beraber komşulara şarkılar söylerdik. Bayramlarda çocuklar kapı kapı gezer; şeker toplarlar ya, biz ablamla program yapardık. Epey de para toplardık. Babam eski toprak olduğu için bizim para toplamamıza çok kızardı. Yaramaz bir çocuktum. Ama ortaokula kadar derslerimin durumu iyiydi! Sınıfımı iftaharla geçiyordum ama lisede durum değişti; sınıfta kaldım. Ergenlik dönemindeydim; kendimi bulmak istiyordum. Hayatımda sevdiğim işi yapmak istiyordum.

Göçmen misiniz?
Evet, Boşnak göçmeniyim. Gözlerimin maviliği oradan geliyor.

"O KADAR İNSANIN İÇİNDE YAPAMAM!"
Oyunculuğa nasıl başladınız?
Ablam bana, "Tiyatroyu seç, tiyatro ile tanış" diye çok söylerdi ama ben korkardım. Ona, "Yapamam! O kadar insanın içinde yapamam" derdim. Ama sonunda başardım. Ben tiyatroya ışıkçı olarak başladım. Sonra bir gün, oyunculardan biri gelmeyince; onun rolünü bana verdiler. Ben de yaptım ve oyunculuğa adım attım.

Oyuncu olmadan önce başka işler de yaptınız mı?
Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'ni ikinci girişte kazandım. Evet, üniversitede okurken çeşitli işler yaptım. Barmenlik, garsonluk, bar işletmeciliği gibi... Aileme yük olmamak için çalıştım.

"SABRET BARIŞ"
Barmen olabilmek için sabırlı olmak ve dert dinlemesini bilmek lazım... Barlarda çalışırken çok dert dinlediniz mi?
Ben bu süreçte kendime sabretmeyi öğrettim. Kendi kendime sürekli "Sabret Barış, sabret Barış" dedim, sakin olmaya çalışırdım. Bodrum'da barlarda çalışırken hızlı olmak 2 bin duble içki çıkarmanız, neyi alırsanız da yerine koymanız lazım...

CANLI YAYIN