Tefo'nun ölmesine sevindim

GİRİŞ TARİHİ:  09.05.2011, 13:33 GÜNCELLEME TARİHİ:  09 Mayıs 2011 Pazartesi, 13:33

Ezel dizisinin önemli karakterlerinden biri olan Tefo öldü, ama ona can veren Sarp Akkaya, "Tefo'nun ölümüne, üzülmekten çok sevindim. Onu rakı-balık eşliğinde, gülerek uğurladık," diyor

atv'nin Ezel dizisinin efsane karakteri Tefo öldü. Milyonları ekrana kilitleyen ölüm sahnesinde gözyaşları döküldü. Peki, Tefo'yu canlandıran Sarp Akkaya, bu ölümle ilgili neler hissetti? Ezel'de sergilediği performansla çok övgü alan Akkaya ile Tefo'yu konuştuk.

- Senaryo elinize geldi ve Tefo'nun öldüğünü okudunuz. Ne hissettiniz?
- 'Hadi beee,' dedim. Sonra senaristleri arayıp 'Başımız sağ olsun, gidip kutlayalım,' dedim. Akşamına da gittik rakı-balığa. Sohbet muhabbetle ve gülerek Tefo'yu uğurladık.
- Kurtlar Vadisi'ndeki Çakır öldü; gazetelere ilan verildi, cenaze törenleri düzenlendi. Bekliyor musunuz böyle bir hoşluk?
- Tefo için böyle bir şey yapılacağını sanmam. Çakır için yapılan da Türkiye'de bir ilkti. Kurtlar Vadisi dizisi de ilkti zaten. Uzun vadede izlenme rekorları kıran, aksiyon dizileri içinde belli bir skalayı geçmiş, prodüksiyonu zengin bir iş olduğu için bir ilkti. Oktay Kaynarca da çok beğenildi, çok tuttu. Çok duygusal bir millet olduğumuz için komik komik hikayeler yaşadık.

- Üzüldünüz mü Tefo'nun ölmesine?
- Çok az, daha fazla sevindim. Böyle bir işin içinde olup böyle bir vedayla ayrıldığım için sevindim. Güzel bir vedayla ayrıldım çünkü. Çok az, izleyicilerden daha az üzüldüm. Güzel bir rolün sonlanması insanı elbette üzüyor, ama yeni işler var. Ben gerçekten ölmedikten sonra sıkıntı yok.

- Kız kardeşini öldürmenin verdiği suçluluk duygusuyla, kendini birine sadık olmaya adamış bir karakterdi Tefo. Böyle bir role nasıl hazırlanılır?
- Karakterin yaşadıklarından ziyade, yaşadıklarının bende yarattığı his üzerine biraz çalıştım. Sadakat her insanda var olan, daha doğrusu var olması gereken bir his. Ben de onun üzerine çok gittim. Bu his, sevdiklerinize karşı olan sorumluluklarınızla örtüşüyor biraz. 'Kimleri seviyorum, onlara karşı nasıl sorumluluklarım var, bunları ne kadar yerine getiriyorum?' soruları üzerinde düşünmek o role faydalı oldu. 'Nasıl silah tutarım?' üzerine çalışmadım ama 'Ben sadık bir adam mıyım, nasıl sadık olabilirim?' diye düşündüm; bunun da role etkisi oldu tabii.

- Bir erkek olarak, dizideki favori kadın karakteriniz kim?
- Eyşan... Onun için kötü diyemiyorum, dilim varmıyor. Ben çok seviyorum Eyşan rolünü, haklı bulduğum bile oluyor. İnsan kötülük yapar, çok güçlü ve çok karizmatik buluyorum.

- Bu zamana kadar niye patlamadı Sarp Akkaya?
- Sadece yetenek yeterli değil. Bundan önce yaptığım işlerde Ezel'de gösterdiğim performansı gösterdiğimi iddia edemem. 'Ben zaten böyle oynuyordum, nasıl beni keşfetmediler?' diyemeyeceğim. Senaryo ne kadar iyiyse, onun içinde yer almak için daha fazla efor harcıyorsunuz. Ezel benim için öyleydi. Onun içinde var olmak için, en azından iyi olmanız gerekiyordu, dolayısıyla çok çalıştım. Tüm oyunculuk hedefleyen öğrenci arkadaşlarıma yapmaları gereken tek şeyin, oyunculuğu düşünmek olduğunu söyleyebilirim. Bir sıkıntıları varsa kendilerini sahneye atıp o sıkıntıyı çözsünler. Ezel'de başarılı olduysam, bunun yolu çalışmaktan geçti.

AYNI EKİPLE BAŞKA PROJEDE ROL ALMAK İSTERİM
- Böyle bir dizi ve senaryo içinde yer almak sizi oyuncu olarak nasıl etkiledi?
- Çok keyifliyim, çok güzel bir işin içinde yer aldım. Bana şans veren herkesin rolü çok büyük. Kariyerimde hayatım boyunca unutmayacağım bir iş oldu Ezel. Daha önce yaptığım işler dört-beş bölüm süren işlerdi, kendimi çok fazla gösterebileceğim bir alan yaratamamıştım. 60 küsur bölüm bir şans verildi burada, ben de bunu doğru kullanmaya çalıştım. Hiçbir zaman unutmayacağım bir hatıra oldu benim için.

- Ekip birbirini çok severse, hep beraber oynamak isterler. Bu bir risk midir?
- Yaptığınız işe göre değişir, kabare tarzı bir iş yapıyorsanız olur. Ezel gibi bir dramada aynı ekibin başka bir iş yapması zor. Ama hepsiyle ayrı ayrı projelerde iş yapmayı çok isterim. Çok iyi bir ekiptik biz ya...

- Barış Falay'la çok iyi arkadaş olduğunuzu duydum. Evini Anadolu yakasına taşımışsınız...

- Çok iyi arkadaşız ama o biraz abartı olmuş. Tamam ev arıyorlardı, ben de bana yakın olsunlar diye buraları tavsiye ettim, onlar da taşındı, çok da iyi oldu. Öyle bir gücüm olsa, benim siteye Kenan'la (İmirzalıoğlu), Yiğit'i (Özşener) de alırım, komün oluruz ne güzel (gülüyor). Harika bir hayat olur yani...

ROLÜN GERÇEKLİĞİNE İNANDIRMAK GEREK
- Bir rol bu kadar üzerine yapıştığında, ne yapar bir oyuncu?
- Çok dikkatli olması gerekir. 60 bölüm izlenen bir dizide, iyi bir rol oynadıktan sonra insanların kafasında bir yer ediyorsunuz. Biraz soğutmak, biraz beklemek lazım. Çünkü sonuçta işimiz inandırmak. O rolün gerçekliğine seyirciyi inandırmaktan geçiyor her şey. Hemen üstüne başka bir iş yaparsam, inandırıcılık zedelenebilir. Doğru seçim yapmak lazım...


- Neye göre doğru seçim?
- Hiçbir fikrim yok. Öyle bir kriter de yok. O yüzden ben daha önce doğru işler seçmiş adamlara soruyorum. Kenan İmirzalıoğlu'yla çok konuşmuşumdur. O da 'En başta hissine güveneceksin, düşüneceksin, acele etmeyeceksin. İyi iş olduğunu düşündüğünde gireceksin, bunun gerçekten bir matematiği yok,' der. Kenan'ın matematiği çok iyidir (gülüyor). Ben de şansa bırakıp, hislerime güvenip, doğru iş seçmeye çalışacağım.


- Rol bitti, sakallar gidecek mi?
- Ben sakallı biriyim zaten. İş görüşmelerine de sakallı gitmeyi tercih ediyorum. Rol için gerekliyse bunu uzatmak zor ama kesmek kolay.

KADINLAR TEFO'YU KAHRAMAN OLMADIĞI İÇİN SEVDİ
- Tefo kadınlar tarafından niye sevildi?
- Bilmiyorum. Anadolulu ve cahil olduğu için olabilir. Kadın-erkek herkesin sempatisini kazanmasının nedeni çok bizden olmasıydı. Ezel fantastik bir masal anlatıyor. Tüm karakterler kahraman. Çok sürprizliler, acayipler... Tefo, bunların içinde en normal, en bizden olanı. Anadolulu haliyle, bakış açısıyla, çok zeki olmamasıyla, bize en yakın olan o...


CANLI YAYIN