'POLAT' GİBİ DEĞİLİM
Günlük hayatınızda 'Polat Alemdar'ın sorumluluğunu taşımak zor mu?
Ben mutluyum bu konuda. Beni 'Polat Alemdar' karakteriyle değerlendirmemek lazım. Ben bu karakteri hiç bozmuyorum, aksine korumaya çalışıyorum. Ona göre hareket ediyorum. Dışarda beni herkes 'Polat Alemdar' gibi sanıyor ama arkadaşlarım bilirler nasıl biri olduğumu. Benim seyircimin, sevenimin beni 'Polat Alemdar' olarak görmesi çok normal, ama özelimde beni tanıyanlar bilirler ki ben hiç o dizideki insan gibi değilim.
Üzerinize yapışan 'Polat Alemdar' imajını yıkabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Bendeki yeteneği, bende varolanı gösterebilmem için imkanlar olmalı. Benim derdim o imajı kırmak, yıkmak değil, o bir temel taşı. Onun üzerine ben binalar kurarım. Üzerime yapışsın yapışmasın. 'Polat' diye bir karakter yokken, onunla başladım ve bir yere kadar getirdim. Ben kendime inanıyorum. Yine aynı cesaretle 'Polat'ın da üstüne çıkacak karakterler yaratacağımı düşünüyorum.
KIZI BASKIN OLACAK
Önümüzdeki sezon bizleri neler bekliyor?
Önümüzdeki sezonda ne olacağını bu sezonun finalinde göreceğiz. Sanırım Polat Alemdar'ın kızı ve aile meselesi daha baskın olacak. Biliyorsunuz, kızının yaşadığını bilmiyor ve onun yokluğunu çok hissetti. Kızının yaşadığını öğrendikten sonra gelişen olayları izleyeceğiz.
Dizide çok fazla karakter sirkülasyonu var. "Adam yetiştirilemiyor" diye eleştiriler yapılıyor. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dizimizde oynamak için çok fazla talep var. Oyuncuların çoğu, bize tecrübesiz geliyorlar. Biz tam bir şeyler öğretmiş oluyoruz, tam oyunculuğun nasıl bir şey olduğunu öğrenmeye başladıkları zaman senaryo gereği ölüyorlar. Dolayısıyla tekrar kullanma gibi bir şansımız olmuyor. O yüzden bir sirkülasyon durumu var, doğru. Bizde ölen oyuncular, başka dizilere gidiyorlar. Yani, biz yetiştiriyoruz, başka dizilere gönderiyoruz. Bu açıdan fabrika gibi çalışıyoruz. İyi figürasyon üreten bir fabrika durumundayız.
BİRKAÇ BESTEM VAR NOTERE ONAYLATTIM
'Polat Alemdar'ın azılı düşmanı 'Ersoy Ulubey' karakterini canlandıran Ümit Acar'la aranız nasıl?
Çok iyi. Çok iyi ud çalar. O udunu alıyor, ben klarnetimi, karşılıklı atışıyoruz. Umarım geç ölür. (Gülüyor) Çünkü gerçekten çok güzel vakit geçiriyoruz. Sette birlikte türküler, şarkılar söylüyoruz. Kamera arkası çok keyifli.
NEY ÜFLÜYOR
Ümit Bey, sizdeki müzik yeteneği karşısında çok şaşırmış. Sizin ud, saksafon, cümbüş ve klarnet çalabildiğinizi söyledi. Serkan Çağrı'yla klarnet çalışmaları yapıyorsunuz. Ney üflediğinizi biliyorum. Sizin müzik merakınız nasıl başladı?
Müzikle çok yakından ilgiliyim. Klarnetim vardı. Ney de çaldığımı söyleyince, Serkan çok ilgilendi. Birkaç kez görüştük. Daha önce yapmış olduğum birkaç beste vardı. Onları dinlettim. Ama o da çok yoğun ben de çok yoğunum, bir türlü fırsat bulamıyoruz. Zaman bulunca bir araya geleceğiz.
Besteler ne olacak? Sesinizin çok güzel olduğunu biliyorum. Bu besteleri sizden dinleme şansımız olur mu ileride?
(Gülüyor) Belki Serkan'la bir program yaparım, orada söylerim. Notere onaylattım besteleri. Birini çocukluğuma yakın bir zamanda yazmıştım. Onun haricinde birkaç tane daha va
GÜZEL BİR ANI OLDU
Halil İbrahim Sofrası da Pana Film'in bir dizisi. Bu dizi dayanışmasını nasıl değerlendiyorsunuz?
Biz buna Beyaz Show'la başladık. 'Ekmek Teknesi' ve 'Kurtlar Vadisi' işbirliği de vardı. Şimdi de 'Halil İbrahim Sofrası'nda bir araya geldik. Başka yapım şirketleri de bu yöntemi kullanıyorlar. Çok güzel bir anı oluyor. Oyuncular da seyirciler de mutlu oluyorlar. Ben daha önce de bu diziye konuk olmuş, berber koltuğuna oturmuştum. İlk bölümde de beraberdik, sezon finalinde de...
HİÇBİR DİZİDE BU KADAR ÇOK KARAKTER YARATILMAMIŞTI
Siz figürasyon konusunda da dertli olduğunuzu daha önce dile getirmiştiniz...
Evet, o bahsi açtığımda keşke figürasyon anlamında daha bilinçli hareket edilse demiştim. Eğer figürasyon anlamında gelişme sağlanırsa rejinin, sanatın ve senaryonun işleri de rahatlayacak.
DUBLÖRLER BİZİ ALKIŞLADI
Bol aksiyonlu bir dizi çekiyorsunuz. Sette başınıza ilginç olaylar geliyor mu?
Evet her sahnemiz aksiyonlu olduğu için ister istemez bazı sıkıntılar yaşanabiliyor. Gürkan'la (Uygun) beraber, arabayla evin içine girdiğimiz bir sahne vardı. O eve dalarken burnuma hafif bir darbe geldi. Ama başarıyla çektik. Genelde biz dublörleri alkışlarız, ama bu kez bizim dublörlerimiz bizi alkışladılar. Bu konuda dublörler malesef güvenlikli, korunaklı yerde oynarlarken bizler yönetmenin görmek istediği yerlerde olmak zorundayız. Bizim dizimizde genelde alkışlanan biz oluyoruz, dublörler değil.
Dizi başladığından beri ölen adam sayısı 200'ü aşmış. Buna ne diyeceksiniz?
Dizi başladığından beri yüzlerce adam öldü diyorlar ama ölmesi için bir şeyin var olması lazım. O kadar çok karakter yaratıldı ki. Bu kadar çok karakter yaratılan başka bir dizi yok dünyada. Yıllarca devam eden 'Friends' gibi dizilerde bile karakter yaratma durumu yok. Biz binlerce karakteri baştan yarattık ve karakterleri bütün özellikleriyle gördük. Çok adam öldürüldü diye tenkit etmek yerine, ne kadar çok karakter yaratıldı diye takdir etmek gerekir.