'Ezel' başıma gelen en güzel şeydi

GİRİŞ TARİHİ:  17.06.2011, 10:18 GÜNCELLEME TARİHİ:  17 Haziran 2011 Cuma, 10:19

İki yıl boyunca reyting rekorları kıran 'Ezel'de 'Kerpeten Ali'yi oynayan Barış Falay: "Yapılması da izlenmesi de çok zor bir işti ama 'Ezel' hayatımda başıma gelen en güzel şeydi! Senaryonun rejiyi, rejinin oyunculuğu zorladığı bir diziydi. Nasıl biteceğini ben de bilmiyorum"

atv'nin fenomen haline gelen dizisi 'Ezel', 20 Haziran pazartesi akşamı son kez ekrana gelecek. Dizinin tüm oyuncuları gibi 'Kerpeten Ali'yi canlandıran Barış Falay da finali buruk bir heyecanla bekliyor. 'Ezel'in nasıl biteceğini henüz bilmediğini söyleyen oyuncu, "Bu dizi hayatımda başıma gelen en güzel şey" diyor. Bu yaz eşi Esra Ronabar ve oğlu Mavi Kuzey'le birlikte bir ay tatil yapacağını söyleyen Barış Falay'la iki yıl süren 'Ezel' serüvenini konuştuk...

FİNAL ŞOK EDECEK
Finale sayılı gün kaldı. Sizde de heyecan var mı?
Henüz final senaryosu elimize gelmedi ama ben de en az izleyici kadar heyecanlıyım. Sanırım herkesin yine büyük şok yaşayacağı bir şekilde bitecek.

Gerçekten bir sonraki bölümde neler olacağını bilmeden mi geliyorsunuz sete?
Bunu söylediğimizde insanlar pek inanmıyor ama gerçekten ne olacağını biz de bilmiyoruz. Bizde de merak oluşuyor.

Diziye başlarken gizlilik politikası nedeniyle senaryo ile ilgili bir sözleşme yaptınız mı?
Bildiğimiz belli şeyler oluyor ama yapım şirketinin izni olmadan işe dair açıklama yapılmıyor. Genel hatlarıyla tahminlerimiz oluyor tabii ancak tek tek bilmiyoruz. Mesela bana "Eyşan ölecek mi? Kerpeten Ali ölecek mi?" diye soruyorlar; gerçekten bilmiyorum! Sadece dizinin yayınlandığı günden birkaç gün önce öğreniyoruz ama anlaşmamız gereği bu konuda bilgi vermiyoruz. En yakınlarımızla bile paylaşmıyoruz.

Bu gizlilik sözleşmesi, insanı zorlayıcı bir şey değil mi? Ben yakın çevremdekilere söylerdim...
(Gülüyor) Ben tutabiliyorum kendimi!

'Ezel'de sizi en zorlayan sahne hangisiydi?
Aksiyonel anlamda çok zor sahneler çektik. Yüksekten hoşlanmadığım halde sekizinci kattan sallandım ama 11'nci bölümdeki iç hesaplaşma bölümü beni çok etkiledi. Bir tarafta 'Ömer'in hayaleti vardı, bir tarafta 'Ali'nin o hayaletle konuşması ve kendini sorgulaması... Bu üçünü aynı anda oynamak bana çok ürkütücü gelmişti ama güzel bir bölüm çıktı. Sözüne güvendiğim sağlam insanlardan da güzel eleştiriler alınca mutlu oldum.

OBJEKTİF OLAMAM
Heyecanla beklediğiniz sahneler oldu mu?
Çok oldu. 'Kerpeten Ali'yle o kadar keyifli sahnelerimiz oldu ki; ben de nasıl yaptık bilmiyorum. (Gülüyor)
'Kerpeten Ali' karakterinin üzerinize yapışması gibi bir endişeniz var mı?
Şu an için yok. Ama bu hayatta neyi çok biliyorum derseniz yanılıyorsunuz. Hayatım boyunca bu mesleğe profesyonel bakmaya gayret ettim.
'Ezel'de 'Ali' dışında sevdiğiniz bir karakter var mı?
İnanın hepsini çok seviyorum. Durumum müsait olsa hepsini oynamak isterdim. Kimseyi ayıramıyorum, objektif olamıyorum. Geçen haftaki bölümde bütün arkadaşlarım çok iyi oynamıştı mesela...

ÖNCELİK AİLEMDE
'Kerpeten Ali' ile Barış Falay'ın karakter olarak benzer tarafları var mı?
Yok! Aman Allah korusun, olmasın zaten... Ben üniversite mezunuyum. Memur bir ailenin çocuğuyum. Sosyokültürel anlamda şanslı bir aileden geliyorum. Dizilerde, filmlerde ya da tiyatroda canlandırdığım adamlar gibi elime silah almak gibi dertlerim yok. Ya da eşcinseli oynayacaksam hiç aklıma "Dur bunu bir yaşayayım!" gibi uç noktalar gelmedi. Tabii ki benim de öfkelerim ve tutkularım var ama hayatı 'Kerpeten Ali' gibi yaşamıyorum.

'Kerpeten Ali'nin önceliği neydi? Para, aşk, kariyer?
Para onun için hiç önemli değildi. 'Ali' dizinin başından bu yana tarzını değiştirmedi. Bir yat tutkusu vardı ama onun da parayla ilgisi yoktu. Babasıyla özdeşleştirdiği bir durumdu... 'Kerpeten Ali' için en önemli şey tutkularıydı.

Sizin önceliğiniz?
Kesinlikle ailem!

'Ezel' bittiği için eksikliğini hissedecek misiniz?
İçinde olmaktan büyük keyif aldığım bir işin bitmesi, elbette büyük bir boşluğa neden olacak. Umarım yeni projelerde bu boşluğu aramam. Eylül'de yeni bir proje ile ekrana döneceğim.

100 DAKİKALIK BİR DİZİYİ TEK BİR KARAKTER ÜZERİNE KURMAK ZOR
'Ezel' başladığı günden itibaren izleyicisini hayretler için de bıraktı. Senaryoyu okurken olaylar size de ilginç gelmiyor muydu?
Senaryoyu çok zekice buluyordum ve bayılarak okuyordum. Kesinlikle yapılması da, izlemesi de son derece zor bir işti. Bir yandan yemek masası hazırlayıp diğer taraftan da izleyeceğiniz bir iş değil. Bu anlamda televizyon için riskli bir işti. Ama bana "Son 10 yılda çekilen hangi dizide oynamak isterdin?" deseler "Ezel bir numara" derdim. Senaryonun rejiyi, rejinin de oyunculuğu zorladığı bir işti.

TEK BAŞROL OLMAZDI
Başrolde Kenan İmirzalıoğlu ve Cansu Dere görünse de yan roller çok fazla değil miydi?
Aslında dizinin isminde de belli olacağı gibi bir 'Ezel' karakteri var. Ama bunun dışında dört tane başrol üzerine kurulu. Baştan beri de böyleydi. Diğer dizilerden farklı olarak 'Ezel'de beş-altı kişinin hikayesine girildi. 70 bölümlük 100 dakikalık bir diziyi tek bir karakter üzerine kurmak zor; izlenmez zaten.

Senaryonun ilk hali de böyle miydi?
Elbette... Senaryoyu birkaç ana karakter götürüyordu. 'Aliye'de farklıydı mesela. Ben oraya ufak bir rol olarak girdim, sonra büyüdüm. Ama 'Kerpeten Ali' başından beri başrollerden birisiydi. Böyle hesaplanmıştı.

OĞLUM KUZEY'LE GÜNEY'E İNECEĞİZ
'Ezel'den sonraki projeler sizde kaygı yaratıyor mu? Bu kadar müthiş bir işten sonra "Şimdi beni ne bekliyor" diyor musunuz?
Öncelikle iyi işler yapmak istiyorsunuz. Bu yüzden neyle karşılaşacağınızı bilmiyorsunuz. Bu tip durumlarda bilgiye inananlardan değilim; hislere güvenmek gerekiyor.

Kenan İmirzalıoğlu bir süre yüzünü dinlendirmeyi planlıyor. Sizde de olacak mı böyle bir şey?
Yaz için gelen projeleri kabul etmedim. Çünkü oğlum ile zaman geçirmek istiyorum. Bu yazı ona ayıracağım. Ama Eylül ayı gibi bir projede mutlaka yer alacağım. Bunların hepsi oğlumun geleceği için. Umarım büyüdüğünde bizi anlar.

Bu yaz için programınız nedir?
Bu yıl hiç tatil yapmadım. Bu yüzden kendimi çok yorgun hissediyorum. İki yaşındaki oğlum bu durumdan çok şikayetçi. Tavır yapıyor! Güney sahillerini dolaşacağız beraber... Aradaki farkı kapatmayı planlıyorum.

PARMAK KESEN BİR ADAM KÜFÜR EDER
Barış Falay olarak 'Kerpeten Ali' karakterine kendinizden ne kattınız?
Senaryo çok önemlidir. Senaryoda size cümleler yazılır. Bunları nasıl ifade ettiğiniz tıpkı şarkıda yorumculuğun devreye girmesi gibidir... Kerem Deren bana "Bu karakteri ben değil sen yarattın" dedi. Başka düşündükleri 'Ali' karakteri böyle değildi. Senaryo'da küfür yoktu ama "Sokak kültürüyle büyümüş bir adamın küfür etmesi de gerekir" dedim. Neticede bugün her kesimden insan, kızdığı zaman küfür ediyor. Üstelik 'Kerpeten Ali' gibi parmak kesen bir adamın küfür etmesi normal değil mi?

CANLI YAYIN