O da uçurumun kenarına gelmiş…

GİRİŞ TARİHİ:  27.02.2012, 11:46 GÜNCELLEME TARİHİ:  27 Şubat 2012 Pazartesi, 11:46

Uçurum dizisinin kötü adamı Yaman’ı canlandıran oyuncu Erdal Yıldız, Sabah Gazetesi’nin Pazar ekine verdiği röportajda altı yaşında gittiği Almanya’da yaşadıklarını, oyuncu olmak için başından geçenleri, Amerika macerasını, dizide canlandırdığı karakteri anlattı.

Uçurum dizisinin kötü adamı Yaman'ı canlandıran oyuncu Erdal Yıldız, Sabah Gazetesi'nin Pazar ekine verdiği röportajda altı yaşında gittiği Almanya'da yaşadıklarını, oyuncu olmak için başından geçenleri, Amerika macerasını, dizide canlandırdığı karakteri anlattı.

- Tunceli'de, Birman köyünde doğdum. Üç tane ev vardı köyde. Aslında Mazgirt'e bağlı, ama Tunceli'ye yakın bir yer. Hem Tunceli'de hem de köyde evimiz vardı. Dedem pirdi. Dedem insanlara yardım ediyordu. Çok ilginç bir adammış; insanlara vakit ayırıp, onları dinlermiş. Hasta olanları tedavi edermiş. Bende de öyle bir yetenek var. Bizim ailede öyle bir yetenek var. Babam Tunceli Hapishanesi'nde gardiyandı, annem ev hanımı. Yedi kardeşiz biz. Tarlalarımız, ineklerimiz, keçilerimiz vardı. Böyle bir hayattı. Altı yaşıma kadar orada büyüdüm. Çok mutlu bir çocuktum. Ama yaşamımız değişti. Oradan kopardılar bizi. 1970'lerde Almanya'ya göç furyası varmış, babam da göç etme kararı almış.

- Çok tehlikeli bir çocuktum. Asiydim. Kimseyi dinlemiyordum. İstediğimi yapıyordum. Punk'çıydım. Saçlarımı kırmızıya boyardım. Deri, zımbalı ceketler giyerdim. Duvarları yıkıp içinden geçerdim. Kimse beni tutamazdı. Bu nedenle ailemle sürekli kavga halindeydik. Ağabeylerim, 'Sen niye böyle geziyorsun, bizim ailemize yakışmaz, gezemezsin,' diye kavga ederdi benimle. Saçlarımı kazıtırdım. Ergenlik döneminde böyleydim. 'Millet ne diyecek?' diye başımın etini yerlerdi. Ben 'Bana ne milletten, ben özgürüm, istediğimi yaparım, beni beğenmiyorlarsa bakmasınlar!' diyordum.

- Ben sporcu olmak istemiştim, jimnastikçi. Öyle bir ailede bu mümkün değildi, destek olmadılar. Sporu bıraktım. Kız kardeşimle sabahtan akşama kadar Amerikan filmlerini izliyorduk. Hayran kalıyordum. Oyuncu olmak istediğime karar verdim. İçime oyunculuk girdi. Aileme anlattım, çıldırdılar. 'Nereden çıktı bu!' diye bir kavga kıyamet daha koptu. 'Bize artistlik mi yapacaksın?' dediler. 19 yaşımda eşyalarımı topladım, evden ayrıldım.

- İlk casting'im, Kutluğ Ataman'ın filmi Lola ve Billy the Kid içindi. Beni denediler, çok beğendiler ve başrol verdiler. Aynı zamanda Nisan Çocukları filminin cast'ı yapılıyordu. Oradaki Cem rolünü de aldım. Birbirinin tamamen zıddı iki roldü. Filmler aynı zamanda çekildi, aynı anda vizyona girdi.

- Almanya'da çok fahişe tanıdım. Onlar diyor ki, 'Ben bu yolu seçtiysem, insanların bizi koruması lazım. Bu benim mesleğim, ben fahişeyim.' Ben buna çok saygı duyuyorum. O kadının benim gözümde doktordan, sekreterden bir farkı yok. Ben birinin zoruyla bunun yaptırılmasına karşıyım. O zaman savaşırım o kadın için. Ben Almanya'da gidip onların hayatını öğrendim. Burada da onların olduğu yerlere gittim.

- En büyük sevgi, Yaman'ın içinde. En çok sevgi veren kişi Yaman.Yaman birini sevdiği zaman, kapılarını açtığı zaman, karşısındaki o sevgiden yıkılır. Sevgisi o kadar güçlü ki. Ama adam kapatıyor kendini, öyle bir yola girmiş. İyi bir şey değil yaptığı ama kendini ve sevgisini koruması gerekiyor.

- Yaman'a bayılıyorum! Kötüyü oynamak her zaman zevklidir. Ben iyi karakteri ne yapayım? Kötüye bayılırım. Kötüye sadece siyah ve beyaz vermiyorum ben. Tüm renkleri veriyorum. Benim karaktere bayılmam lazım ki, izleyen de bayılsın. Ama bu demek değil ki, hep kötüyü oynayacağım. Ben aktörüm ve öyle bir iyi adam olurum ki şaşırırsınız!

CANLI YAYIN