Nihat Hatipoğlu özel röportaj

GİRİŞ TARİHİ:  22.01.2015, 12:25

Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu atv.com.tr'ye konuştu

Televizyon maceranız nasıl başladı?
Ankara'da yayın yapan üç önemli radyoda konuşmalarım vardı. Haftalık 5'er, 6'şar saat sürelerince canlı yayınlarımız vardı. Kanal A'da bir programa davet edildik. Orada konuk oldum. Biz Ankara'dayız. Ramazan ayı geldiğinde sahur programını bir kardeşimiz sunuyordu televizyonda, Bedrettin Bey diye. Bedrettin Bey ramazanın dördüncü günü bir sıkıntı yaşadı. Programlara bir hafta ara vermek zorunda kaldı. Televizyon idaresi beni aradı. "Geçen hafta siz bize konuk olmuştunuz. Programı beğendik. Emaneten sahur programını bir hafta götürür müsünüz?" dediler. Acil bir şey olmuş, bir sağlık problemi… "Peki" dedim ben de. Emaneten bir haftalığına orada sahur programı sunmaya çalıştım. Sonra arkadaşımız gelince, kendisini ziyarete gittim. "Anahtar sende. Emanet sahibine iade edilmiştir" dedim. Fakat arkadaşımız "Seni izledim. Bu programa uygunsun, layıksın. Lütfen programa devam et" dedi. Uzun bir evet hayırdan sonra başladım. Sonra programı devam ettirmek istediler. Sonra Flash TV'ye geçtik. Daha sonra Star TV ardından da şimdi ATV'deyiz.

Programlara hazırlık süreciniz nasıl oluyor?
Hemen hemen her şey spontane oluyor. Ama ekibimizle bir hafta öncesinde "Şu konulara girelim mi?" diye konuşuyoruz, istişare ediyoruz. Fakat ciddi bir hazırlık yapmıyoruz. Benim zaten kendi çalışmalarım, okumalarım bu yaşıma gelmeme rağmen bütün hızıyla devam ediyor. Arap ve İslam âleminde yapılan yeni çalışmaları kontrol ediyorum. Programların sunuluşu, anlatışı büyük çoğunluğuyla spontane gerçekleşiyor.

Reytinglerle aranız nasıl? Misal program bittiğinde "Reytingleri getirin, kaçıncı olmuşuz?" diyor musunuz?
Ekip zaten onunla ciddi ciddi ilgileniyor. Ben en baştan beri reytingleri ciddiye almadım. Çok da inanmıyorum. Çünkü hepsinde manipülasyon olduğuna inanıyorum. Hala da inanıyorum. İlk 100 programın birincisi olduğumda da inanıyordum, üçüncüsü olduğumda da… Ama arkadaşlar ilgileniyorlar. Bana bilgi veriyorlar, "Hocam iyi izlenmişiz" diyorlar. Elhamdülillah. Ben olaya şu açıdan bakıyorum. İnsana hak ettiği verilmeli. İkinci olarak, çok insan beni izledikçe seviniyorum. Çünkü çok insana davetimi iletmişim demek ki. Reytinge o açıdan bakıyorum. Ölçüm cihazlarının ortaya koyduğu reytingin ötesinde bizim reytingimiz var. Nedir o? Anadolu'da, İstanbul'da, Ankara'da, yurtdışında konferanslara çıktığımızda salonu 10 bin kişi dolduruyorsa, üç misli insan da içeri giremeyip dönüyorsa, bu izleniyorsun demektir ve izlendiğin kadar da sonuç alıyorsun demektir. Bizim için önemli olan odur. Kaç kişiye ulaşabildim? Ama bir kişiye de ulaşırsam benim için şereftir.

ATV ekranlarında üç program yapıyorsunuz. Bunlardan biri de "Nihat Hatipoğlu Sorularınızı Yanıtlıyor". Programda ilginç sorular oluyor. Sinirlendiğiniz bir soru oldu mu ya da oluyor mu?
Yani elbette olur ama biz bunu hissettirmeyiz. Benim mesleğim ve eğitimim ilahiyat. Benim hayat tarzım ilahiyat. Ama bir de sevdiğim bir alan ilahiyat. Bu işi severek yapıyorum. Meslek diye yapmıyorum sadece. İmanımın gereği yapıyorum. Onun için her şeye her niyetle veya her ihtimali taşıyan her türlü soruya hazırız. Hiçbir soruyu küçümsemiyorum. Soru soranı küçümsemiyorum. Çünkü her soru, ihtiyaç varsa soruluyor. Vatandaşımızın kafasını o soru kurcalıyor demek ki. Ama hüzünlendiren sorular var. Mesela ramazanda oldu, annesi ölmüş, babası onu terk etmiş, ninesinin yanında kalıp, anne baba şefkatini yaşayamayan genç güzel bir delikanlı "Bu sevgiyi kimden bulacağım? Dedem olmasaydı ben bugün ne olurdum?" diye sorduğunda herkesin gözleri nemlendi. O sorulardan etkileniyoruz tabii. Günde 100 defa sorularsa, dövme sorusu, 100 defa da cevaplandırırım. Çünkü orada insanı küçümsemek, insanı hor görmek var. "Bu ne biçim soru canım" demek bizim karakterimize, ahlakımıza, peygamber tarzına uymaz. Biz onunla, Hz. Peygamber ile özdeş hale gelmeye, onun baktığı gibi olaylara bakmaya çalışacağız.

Siz izleyici olsanız Nihat Hatipoğlu'na hangi soruyu sorarsınız?
Allah'ı özlemek nedir? Peygamberi özlemek nedir? Dünya Müslümanlarına nasıl bir metot çizelim? Nasıl bir yol gösterelim? Nedir bu kan, kavga, kargaşa, kaos? Ne istiyoruz? Dünya için birbirimize çelme atıyoruz. Ne bu fitne, ikiyüzlülük, çamur atmalar? İnsanlar bu hale niye geldi? Bunları sorardım.

Gündelik hayatınız televizyon programları dışında nasıl geçiyor?
Ben ilahiyat öğretim üyesiyim. Diyarbakır'a üniversiteye gidiyorum. Hafta sonlarını yurt dışı konferanslarına ayırıyorum. Perşembe, Cuma İstanbul'dayım. Kısacası eve bir gün gidiyorum. Evde Çarşamba günleri kalıyorum sadece. Orada da çocuklarla, hanımla imkân olursa geziyoruz. Özel hayatım odur. Televizyon programlarıdır, konferanslardır. Sosyal faaliyetlerimiz var. Şimdi biz 200 erkek talebeli, beş katlı bir külliye yaptık. Herhangi bir ücret ödemen okuyacaklar. Kendi aile imkânlarımızla yaptık. Şu anda da yine Ankara'da kız külliyesi için arsa arıyorum. Bulduk gibi sayılır. Yaş ilerledikçe bu sosyal faaliyetlere yoğunlaşıyorum.

Her ne kadar bir reji ekibiniz olsa da eşiniz de fikir veriyor mu?
Eşim bu konuda en önemli danışmanımdır. Mesela bir programa çıktığımda hanım mesaj gönderir; "Çok iyi oldu" veya "Burası niye böyle oldu" diye. Problemli bir konuyu konuşacaksam, ilk soracağım kişi hanımdır. "Hanım bu konuyu açsam ne dersin? Bir vatandaş olarak, bir hanım olarak tepkin ne olur?" Hayattayken anneme de danışırdım. Ama hanım bu konuda ilk danıştığımdır. Tabii ben Ankara'da giyindiğimde "Bu kravatı tak veya şu takıma şu gömleği giy" derdi. Genellikle hanımların önsezilerine inanıyorum. Hanımım yıllarca çok çilemizi çekti. Çünkü bana günde yüzlerce telefon geliyor. Evimize yüzlerce insan geliyor. Sıradan bir ev değil bizim evimiz. Hanım da bütün bunları kaldırıyor sağ olsun. Zaten yabancım değil, teyzem kızı. Netice itibariyle aileden. O konuda danışırım. Ekibimi de önemserim. Yani en küçük bir konuyu çocuğa bile sorarım. İstişare sünnettir. Bismillah deriz, yola çıkarız. Yeter ki kalp yolumuz Medine'ye Mekke'ye uğrasın. Sonunda emaneti Allah'a temiz teslim lazım. Allah da bizi utandırmasın inşallah.

Röportaj: Bozkurt Işıklar

CANLI YAYIN