Acı ve karanlık dolu bir hikâye olan Maraşlı, her bölüm çözülen gizemleri ile daha da karmaşık bir hal almaya devam ediyor. İzleyenlerin tahminlerde zorlandığı her bölüm, bambaşka gerçekleri su yüzüne çıkarıyor. Maraşlı'nın Mahur'a aşkını plan zannederken, 'Maraşlı' diye birinin kökten plan olması, izleyiciyi fazlası ile ters köşe yapan bir durum. İstihbarat, mafya, kara para, terör ve aşk bağlantılı ilerleyen kurguda, kızı ve Mahur uğruna kimliğinden, benliğinden vazgeçen bir Maraşlı var. Gerçek adı Mehmet İnce olan, Maraşlı lakaplı Celal Kün karakterine bürünen, bir istihbarat elemanı. Bu son bölümde Maraşlı, gerçek kimliğini Mahur'a açıklamak üzereyken, Nevzatın yaptığı hamle ile işlerin değiştiği öğrenen Mehmet, kendini Mahur'a evlilik teklif ederken buldu. Peki, ger��ekten Mehmet İnce'nin sakladığı şey nedir? İstihbaratçıların bir meslek hastalığı olan, girdiği karakterden çıkamamak mı; yoksa reddettiği geçmişine ve kimliğine geri dönmek istememek mi? Fuad ile konuşurken, "Maraşlı koşup yetişti imdadıma." demesi ne anlama geliyordu?
Memleketi, şivesi, emekli asker olması, özel kuvvetlerde astsubay başçavuş iken, operasyonda yaralanıp, komada kaldığı 46 gün… gibi örneklerin hepsi kurmaca olan Mehmet'in tüm planı, Mahur'a âşık olması ile değişmiştir. Aslında karışan işler değil, Maraşlı'nın kendisidir. Her şeyin kontrolü altında olduğunu düşünen Mehmet İnce, aslında 'Maraşlı' olmaktan vazgeçemez. Aslında bu, uzun görev süreleri boyunca kimlik değişikliği yapan insanlarda çok görülen bir durumdur. Bir süre sonra bu insanlar, hem kendi kimliklerini, daha sonrasında da edindikleri kimliği unuturlar. Bunun toparlaması çok uzun sürdüğü için, işler o raddeye gelmeden bir doktora görünmesini tavsiye eden eski eşi Hilal'e, Maraşlı kulak asmaz. İzleyici için Maraşlı artık, rüyaları gerçeğe de dönüştüğü için, hangi anda olduğu belli olmayan bir karakterdir. Rüya mı gerçek mi, belli olmayan durumların içindedir. Gerçekle düş birbirine karışır; yalanın nerede bittiğini anlaşılmaz. Sinematografi de içeren bu sahne çekimlerinde, korku ve gerilim filmini aratmayacak sahneler vardır.
Maraşlı'nın arabada dinlediği şarkılara, Zeliş'in "baba sen böyle şeyler dinlemezsin" demiştir. Belki de Mehmet'in değişip, bu şarkıları gerçekten sevdiği, sahiden 'Maraşlı' olduğu için midir? Yol boşken, trafikte önüne bir geyiğin çıktığını görmesi, bir kâbus gibi değil de, gündüz gözü ile görülen bu hayaller, Maraşlı'nın iyice delirmeye yakın olduğunun da bir göstergesidir. Maraşlı'nın; Mehmet İnce ve Maraşlı arasında seçim yapmaya çalıştığı sahnede, Maraşlı'nın girdiği odanın kapısında, kurgusal olarak tasarladıkları, komada kaldığı gün sayısı 46-49 yazmaktadır. Odanın camında ise, iki el kavuşmaya çalışır. Bu eller tıpkı Celal'in, sürekli rüyalarında gördüğü, o geyiğin boynuzlarını andıran iki eldir. Bu iki el Mahur ile Celal'in eli midir? Odadaki masanın üstünde geyiğin boynuzları durur. Kitabın kapağında ise sadece tel el vardır. Bu bir ayrılık işareti midir? Odada bir ayna bulunur. Kendisini, 'Maraşlı' lakaplı Celâl Kün gibi hisseden Mehmet İnce, önce silahı çenesine dayayıp, intihar etmek ister. Sonra, aynada gördüğü gerçek kimliği Mehmet İnce'ye ateş ettiğinde, aynadaki aksinden kanlar akar. Gerçek kimliğini öldürdüğüne dair bir metafor vardır. Beynindeki düşünceleri susturamadığı için, kafasına sıktığını göstermesi, aynadaki aksine ateş ettiğinde, bu defa kurgu olan Maraşlı görüntüsünün de aynanın kırılması ile parçalara ayrılması, başka bir metafordur. Yani gerçek kimliği öldürmek istemesi ile birlikte, kurgu kimliğini de parçalamış olur. Celâl Mehmet'i öldürür ama, Mehmet de Celâl'i bölüp parçalara ayırır. Aslında buradan, Mehmet için işlerin, hiç de iyiye gitmediği anlaşılır. Mehmet "dışarı çıkmak istiyorum" diye bağırsa da, Maraşlı'nın onu çıkarmak gibi bir niyeti yoktur. O nedenle sürekli gerçek kimliğini öldürür. Yani baskılar. Mehmet İnce'nin babası ortaya çıktığında ise, bu gerçek kimlik, fazla içerde kalamayacak gibi görünmektedir.
Mehmet İnce'nin, Necati'den Hurdacı'nın adresini öğrenmiş, gittiği Dost Kıraathanesi'nin kapalı olduğunu görmüş ve çocukluğunu hatırlamıştır. O flashbackte, öldürülürken gördüğü adam kimdir? Bu kişi Hurdacı ile karşılıklı oynadığı kumarda kaybedip, Hurdacı'ya sataştığı için, Hurdacı tarafından döverek öldürülmüştür. Maraşlı da buna şahit olmuştur. Maraşlı, bu bölümün sonunda, neden Hurdacı'ya "baba" demektedir? Maraşlı'nın, Hurdacı'nın yüzünü gördüğü sıradaki, şaşkınlığın ve gözlerindeki korkunun nedeni ise, yeni bölümde belli olacak. Maraşlı 23. bölümde, babası yüzünden trajik bir çocukluk geçiren Maraşlı'nın geçmişindeki sırlar, Hurdacı'nın gerçek kimliği ve Mehmet'in hayatındaki rolü ortaya çıkacak.
