
Kuruluş Osman atv'de!
Orhan Bey babasının yolundan ilerlemektedir. Karacahisar'ın Beyidir. Orhan Bey, Osman Bey'in postu için en güçlü adaydır. Stratejik zekasıyla öne çıkan Orhan Bey, savaşı sadece fiziksel güç olarak değil bir akıl mücadelesi olarak görmektedir. Bunun için orduyu güçlendirme adımları atacak ve akıl oyunlarıyla birçok düşmanını alt edecektir.
Germiyanoğlularının Bey'idir. Türk'ün ve İslam'ın birliğine hizmet eden siyasi bir dehadır. Gözü karadır, kılıcını cesurca kendinden kalabalık ordulara doğrultur. Yakup Bey'in hayali devlet kurmak, sultan olmaktır. Bunun için sarayına alimleri doldurur. Ordusunu güçlendirir. Bir süre sonra Anadolu'nun hakimi Selçuklu Devleti'yle aynı güce sahip olur. Bu durum Yakup Bey'in kibrini besler. Kibri onun en büyük imtihanı olacaktır. Kendini her daim doğru, karşısında olanı da yanlış görür. Karşısında duranlara acımadan her türlü hamleyi yapar.
Şiirleri, Anadolu'nun her yanına yayılmış, ahalinin ruhlarını şaha kaldırmıştır. Ancak o şöhretin bir afet olduğuna inanır. Bunun için adından kaçar. Anadolu'da dolaşır. Gönül gözü kapananları, doğru yoldan sapanları ilahileriyle hak yola sokar. Yunus Emre'nin yolu sonunda Kayılara rastlar. Osman Bey'de cihana kök salacak devletin izlerini görür. Osman Bey'e ve Orhan Bey'e düştükleri dar durumlarda manevi desteklerde bulunur.
Çavuldur Boyu'nun beyidir. Ağır ve karizmatik görüntüsü olan Bayındır Bey'in civardaki beyler tarafından sözü dinlenen bir beydir.
Yakup Bey'in hatunudur. Saadet hanım güç için yaşayan bir kadındır. Germiyanoğlu Bey'inin hatunu olmak onun için çok kıymetlidir. Saadet Hanım için bütün istikbal biricik evlatları, gözünden sakındığı Şehzade Mehmet ile Gonca Hatun'dur. Saadet Hanım Germiyanoğlularının hâkim güç olması için her türlü şeyi yapabilecek kadar gözü karadır. Mehmet'i de bu minval üzere yetiştirmiştir. Mehmet ve kocası Yakup Bey'in alacağı kararlara müdahil olabilmek için beylik işleriyle alakalı her türlü detaya hakimdir.
Mehmet Bey, Yakup Bey'in büyük oğludur. Hırslıdır. Türk bir devlet kuracaksa bunu atası Yakup Bey yapacak, sonrasında bütün mirası o devralacaktır.Hırslarının esiri olduğu için Osmanoğullarını en büyük rakibi görür bu yüzden Orhan'ın elinde olan her şeyi alması gerektiğini düşünmektedir.
Alaeddin dedesi Edebalı'nın tedrisatından geçerken ahilerden ve annesinden silah eğitimi almış ve kendini bu alanda çok iyi eğitmiştir. Savaşçılığını zekasıyla desteklemekte, silah kullanmada usta olmasının yanında çevikliği sayesinde kendinden çok daha güçlü savaşçılara karşı fiziksel özelliklerini avantaja dönüştürmeyi bilmektedir. Daha ağırbaşlı olan Alaeddin her meseleye soğukkanlı yaklaşmakta akılcı çözümler bulmaktadır.
Fatma Hatun'un neşeli bir yapısı vardır. Cıvıl cıvıldır, yerinde duramaz. Meraklıdır; ailesinin sorunlarıyla ilgilenir. Onları çözmek için uğraşır. Osman Bey'in sır küpüdür. Fatma Hatun, ağabeylerine çok bağlıdır.
Vasilis, manastırlarda Türklere karşı kin ve nefretle büyümüştür. Türkler'e karşı dinmeyecek bir öfke barındırmaktadır. Amacı Türklerin destanlarını sonlandırmaktır. Bunun için Hristiyan öksüzlerden bir örgüt kurar. Örgüt bir ağacın kökleri gibi Türklerin arasına yayılır. Vasilis oyununu kurmuştur. Türkler'i geldikleri çorak topraklara geri göndermeyi arzular. Bunun için kendinden önce savaşan komutanlardan farklı bir yol izleyecektir. Onun silahı, kılıcı değil kıvrak zekasıdır.
Yakup Bey'in kızıdır. Soğukkanlı ve tedbirlidir. Asla duygularıyla hareket etmez. Babası Yakup Bey'e sadıktır. Devletinin ikbali ve mutluluğunu çok önemser. Bunun için yapmayacağı şey yoktur.
Konağın mutfağında görevlidir. Osman Bey konağının neşesidir, sıcak kanlıdır. Sevgisiyle herkesi kucaklayabilecek bir kadındır. Konaktan ve çocuklardan sorumludur. Çok güzel yemekler yapar. Mutfaktan kahkaha sesleri eksik kalmaz.
Temirboğa iri yarı bir savaşçıdır. Üstündeki zincir örme bir zırh, zırh üzerinde çapraz bir şekilde havyan kürkü ile örtülüdür. Kıyafeti dahi düşmanlarını korkutmaya yetecek kadar korkunçtur. Temirboğa, Selçuklu Devletinin sürgün komutanlarındadır. Moğolların hakimiyeti ele geçirdiği bir süreçte sadık adamlarıyla uçlara gelmiş, yağma ve çapul yapmaktadır. Temirboğa güvendiği görklü devlet tarafından dahi ortada bırakıldığı için artık hiçbir sancağın altına girmemeye yemin etmiş, hür yaşayıp hür ölmeyi düstur edinmiştir.
Gürdoğan hayatı savaşla geçmiş iri yarı bir göçer beyidir. Asla zırh giymeyen, savaşta bedenini siper eden korkusuz bir adamdır. Neşeli bir kişiliği olmasına karşın öfkesinin karşısında da durabilecek bir yiğit henüz çıkmamıştır. Gürdoğan devam eden Türkmen göçüyle uçlara gelen bir beydir. Obası uygun uç beyleri tarafından uygun görülen bir yere yerleştirilmiştir. Gürdoğan yurt bulduğu için sevinen obalı ile aynı düşünmemektedir. Ona daha fazlası lazımdır. Yüreğinde bir boşluk hissetmektedir. Bu yüzden sürekli obası ile anlaşmazlıklar yaşamış ve sonunda güvendiği alplar ile obasını terk etmiştir. O yiğitler ile uçlara gelen Gürdoğan Sancaksızların temelini atmıştır. Bizans'ın kervanlarına yıldırım hızıyla yaptığı saldırılarla ün salmaktadır.