Melekler tabi yaradılış itibariyle iki zıt kutup var biri şeytan; kötülükleri insana fısıldayan, iki melek. İkisi aynı konumda ikisi yaratılmış.
Bu nedenle de esas olan insanın insanı, hayvanın hayvanı, kainatın kainatı görmesidir. Ama manevi varlıklar latif, yaradılışları farklı olduğu için onları gizlemeyi yüce Allah istemiştir.
Çünkü onların gizliliği görünmemesi ama varlıkları yüce Allah'ın görünmeden varlığının bir delili, ispatı olmuş oluyor tıpkı kişinin acıyı hissetmesi ama görememesi, sevinci hissetmesine rağmen görememesi gibi.
Yani Allah diyor ki görmediğiniz varlıklar var ve onlar var ama sen göremiyorsun. Çünkü senin görebilme ufkun, görebilme açığın, görebilme imkanın sınırlıdır. Senin sınırının ötesinde sınırlar vardır diyor. Görünmezler ama yanımızdalar.
Birisi geliyor yoldan gelmiş ama üzerinde toz olmayan bembeyaz görüntülü güzel birisi geliyor. Peygamberimize: Muhammed iman nedir? Diye soruyor. Peygamberimiz imanın şartlarını söylüyor. İslam nedir? Diye soruyor. İhsan nedir? Diye soruyor.
Peygamberimizi sorgularcasına ama aynı zamanda güzel cevaplıyor ve aynı zamanda Peygamberimizin her sözünü doğruluyor. Yani hem soruyor hem doğruluyor.
Biraz sonra kalkıyor. Hz. Ömer: Şaşırdık! Kim bu adam. Yani Peygambere hem soru soruyor hem de doğruluyor.