Sıla zor bir kararla karşı karşıyadır: Ya çok sevdiği insanların bin bir emekle kurup kendisine emanet ettiği holdingi gözden çıkaracak… Ya da Boran'ın karşı çıkacağını bile bile İstanbul'a gidip işlerle ilgili kontrolü ele alacaktır. Bu karar süreci, Sıla ve Boran arasında ciddi bir gerilime neden olur…
Sıla, Boran'ın telefonundan gelen silah sesleriyle çılgına döner. Artık başına kötü bir şey geldiğinden emindir. Buna rağmen Boran'a ulaşamamak, yanında olamamakla çaresizliğin en acısını yaşar. Geçen her dakikanın hayati önem taşıdığı bu sırada Boran ise sevdiklerinden ve sevenlerinden uzakta öylece yatmaktadır.
Herkes Boran'ı bulmak için seferber olmuşken, kötü haber duyulur.
Sıla, kabullenmek istemese de her an Boran'ı kaybetme korkusuyla adım adım çökmektedir. Ancak öyle büyülü bir şey olur ki her şeyin akışı bir anda değişir. Boran'ın iyileşeceğine dair inancıyla yaptıkları, herkesi ayakta tutmaya yetecektir. Boran'ın yaşam savaşı devam ederken onu bu hale getirenler ise kaçmayı başarırlar.
Sıla, sonunda hislerinde haklı çıkar. İnancı ve sevgisiyle beslediği Boran, nihayet uyanır. Öte yandan Boran'ın vurulmasıyla durulan şirket meselesi yeniden gündeme gelir. Dilaver, Sıla'nın Boran'la ilgilenmesini fırsat bilerek harekete geçer. Hazırladığı planla Sıla'ya yeni bir darbe indirmek niyetindedir. Sıla ise, yaşadığı üzüntü ve endişe dolu günlerin ardından, Boran ile aralarına hiçbir şeyin girmesine izin vermemekte kararlıdır.
Zeynep'in Boran'a olan özel ilgisini hisseden Sıla'nın tedirginliği artar. Ancak bunu sadece kendi içinde yaşayacaktır. Herşey normalmiş gibi davranmaya çalışsa da üst üste gelen olaylar Sıla'nın kendini kontrol etmesini zorlaştırır. Tüm bunlar olurken Sıla, kendisini bekleyen tehlikeden habersizdir.
Dilan'ın ortadan kaybolması, başta Sıla olmak üzere herkesi telaşlandırır. Onu nerede, nasıl aramaları gerektiğini kestiremezler. Çaresizlikleri her geçen dakika artarken gelen bir telefon onları yönlendirir. Sıla, olanlardan kendisini sorumlu tutacaktır.
Sıla, Zeynep'in Boran'la birlikte Mardin'de olduğunu öğrenince çok bozulur. Duygularını gizlemeye çalışsa da Sıla için bu durum, Zeynep'in Boran'a karşı ilgisinin açık bir ifadesidir. Sıla'ya göre bundan sonra terapiye devam etmesinin bir anlamı kalmamıştır. Ancak Zeynep böyle düşünmez. Bu durum Sıla ve Zeynep arasında başlayacak soğuk savaşın habercisi olacaktır.
Zeynep'le restleşen Sıla, artık bir şeyler yapmak üzere harekete geçer. Boran'a Mardin'e geri dönmeyi teklif eder. Ancak Boran kabul etmez. Sıla'nın töre hükmünü uygulamayı kafasına koyan Osman, her fırsatı değerlendirmeye hazırdır. Sıla üzerindeki tehlikenin farkında olan Boran ise bu konuda her türlü önlemi alır. Ancak hiç beklenmedik bir anda gelişen olayla ortalık karışır.
Osman, kafasına koyduğu gibi Sıla'yı hedef alır. Ancak kurşunun Sıla'yı mı yoksa yanında duran Narin'i mi bulacağı bilinmez. Son anda yetişen Boran, olaya engel olamayacaktır ancak Osman'ı yaptığına pişman eder.