
Destan'ın birinci bölümünde; 8. yüzyılda, Orta Asya'da, İslam'ın henüz kucaklamadığı topraklarda vahşi bir çağ hüküm sürmektedir.
Çin sivri dişlerini Türk budununa doğrultmuştur, Rus Varegler, Moğollar, Sogdlar, Persler tuzakta beklemektedir.
Yetmezmiş gibi, aynı kana atam diyen Türk boyları birbirine düşmüştür. İkisi de Türk olan Gök Hanlığı ile Dağ Hanlığı arasında ise çok büyük bir düşmanlık vardır.
Destan'ın ikinci bölümünde; yıllardır aradığı fırsatı ele geçirerek Alpagu Han'dan intikamını almak isteyen Akkız, attığı oklarla Gök Hanlığı'nın hükümdarını ağır yaralar.
Alpagu Han'ın ölümün kıyısında olması Gök Hanlığı Sarayı'ndaki taht savaşını kızıştırır.
Alpagu Han'ın ölümün kıyısında olması Gök Hanlığı Sarayı'ndaki taht savaşını kızıştırır.
Göklerin eline tutsak düşen Akkız, Çolpan Han'ın Gök Saray'ın belirlediği fidyeyi ödeyip onu kurtarmasını bekler. Oysa Gök'ün kurduğu bir tuzak yüzünden Çolpan Han'ın ve Dağlı tutsakların hayatı tehlikededir
Dağ Hanı Çolpan Han'ın ve Gök Kağanı Alpagu Han'ın verdiği kararlar, Akkız ile Batuga'nın yazgılarına çözülmez bir düğüm atar.
Alpagu Han uyanır ama uyandığını herkesten gizler. O ölürken Kardeşi Balamir ve oğulları Kaya ile Temur devlet derdine düşmesi Alpagu Han'ı rahatsız etmiştir.