Badem'i de kendi gibi ünlü yaptı

Son dönemde herkes onu konuşuyor. atv'de yayınlanan 'Yahşi Cazibe' dizisinde oyunculuğu, konuşması, şarkı şeklindeki sloganları ile herkesi gülmekten kırıp geçiren genç oyuncu Hande Katipoğlu'ndan bahsediyoruz. Kucağından indirmediği köpeği ile sosyetik 'Simge' karakterini canlandıran genç oyuncu ile dizinin setinde buluştuk. Dizide Paris olarak boy gösteren köpeği Badem peşimizde dolanırken keyifli bir söyleşi yaptık...

Karakterin oluşumunda sizin payınız var mı?
Karakter için çok çalıştım. Yönetmenimiz Bora Onur bunu çok iyi bilir. Kendisi de çok yardım etti bana bu konuda. Asla bu karakter sadece benim eserim diyemem, çünkü yazar ekibimiz benim karaktere kattığım şeyleri hemen fark edip üstüne güzel oyunlar kuruyor.

GICIK KAPARLAR SANDIM
'Simge' karakteri konuşma tarzı, jest ve mimikleriyle çok ilginç bir tip. Seyirciden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Başlarda seyirci inanılmaz gıcık olacak sanıyordum ama sokakta aldığım tepkiler tam tersi. İnsanlar 'Simge'yi komik, deli dolu, renkli ve sevimli bulduklarını söylüyorlar. Mesela ben dizide kendi kendime 'Bensiz bebeğe hayır!' 'Kadına da şiddete de hayır' gibi şarkılı sloganlar uyduruyorum, beni görünce bunları söylüyorlar.

Siz de 'Simge' gibi seksi, frapan giyinmeyi sever misiniz?
Ben ve frapan giyinmek mi, asla! Her zaman spor giyinirim. Rahatlık benim için ilk sıradadır. Elbette şık giyindiğim zamanlar da oluyor ama sadece özel günlerde. Günlük hayatta makyaj yapmak, topuklu giymek gibi şeyler bana çok zor geliyor.

Sizce erkekler sizin canlandırdığınız gibi bir karakteri nasıl buluyor; cazip mi, itici mi?
Sonuçta bu bir sit-com olduğundan oynarken karakteri karikatürize edip biraz köpürtüyoruz. Yani gerçekte olamayacak kadar hayattan, geçim derdinden habersiz. Böyle bir insan gerçekte var mıdır? Sanmam. Varsa gösterin tanışayım. Bence gerçek hayatta 'Simge' bir erkeğe ilk başta çekici, sonradan kafa ütüleyici gelir.

Siz erkek olsaydınız böyle bir kadına katlanabilir miydiniz?
Ne kadar güzel, seksi olursa olsun, beni istediği kadar çok sevsin; marka meraklısı, şımarık, ekmeğin bile fiyatını bilmeyen bir insanla olamam. Şımarıklığa tahammülüm yok.

BADEM'İ BEN ÖNERDİM
Sizinle birlikte köpeğiniz Badem de ünlü oldu. Badem kadroya nasıl girdi?
Badem'i ben önerdim, onlar da benim uslu kızımı çok sevdiler ve Badem de oyuncu oldu.

Badem'i diziye önermek nereden aklınıza geldi peki?
'Simge' karakteri için evde çalışıyordum. Repliklerimi söylerken Badem pıt diye kucağıma geldi. Birden bende lamba yandı, "Evreka, buldum, buldum..." 'Simge' gibi bir kızın mutlaka bi fifisi olur dedim içimden. Ertesi gün yapımcımız ve yönetmenimizle görüşmeye gittim. Sürpriz olarak Badem'i de yanımda götürdüm. Onu da dizide oynatma fikrini anlattım. Fikir onların da çok hoşuna gitti.

HERKES MASAJ YAPIYOR
İsmini neden değiştirdiniz?
Badem, 'Simge'den çok benim tarzımı yansıtan bir köpek ismi. Sosyetik bir kız, köpeğine Badem ismini vermez. Bu tür ufak köpeklere daha cok Juju, Barbie gibi isimler koyarlar. Bu fikirle yola çıkıp Badem'e Paris ismini koydum. Yani sosyetik sahibeye sosyetik köpek ismi...

Burada Paris Hilton'a bir gönderme var mı?
Paris; tüm sosyetiklerin sürekli gittiği bir şehir ama ne yalan söyleyeyim Paris Hilton da aklıma gelmedi değil Badem'e isim düşünürken.

Badem'in set hayatı nasıl gidiyor?
Sette sırayla herkese masaj yaptırıyor. Yediği önünde yemediği arkasında dedikleri bu olsa gerek. Herkesin sevgilisi olmuş durumda.

ASKERLERİMİZ İÇİN HER GECE DUA EDİYORUM
Yaklaşık bir ay önce evlendiniz. Nasıl tanıştınız eşinizle?
Eşim Cenk Seyhun, ablamın eşiyle aynı grupta çalıyordu. 'Play' adında bir rock grubu bu. Gündüzleri takım elbiseli işadamı olan grup üyeleri, akşamları müzik yapıyorlar. Ablamın eşi grupta bateri çalıyor, eşim de basgitar. Ablam vesile oldu, tanıştık. Altı ay kadar bir flört dönemi yaşadık, anlaştığımızı anladık ve evlendik.

Eşiniz canlandırdığınız karakteri izleyince ne diyor?
Eşim bayılıyor canlandırdığım karaktere. Çok gülüyor. Ama eminim Cenk, 'Simge' gibi bir kızla değil bir ömür, beş dakika bile yaşayamaz.

Dizideki gibi bağırmanız, sinirlenmeniz için gerçek hayatta ne olması lazım?
Kolay sinirlenen bir insan değilim. Barışçıl bir yapım var. Yüksek sesle konuşmaktan, tartışmaktan hoşlanmam. Evimizde en önemli şey huzurdur. Ama tahammül edemediğim şeyler var elbette. Sinirden çıldırdığım, günlerce uyuyamadığım şeylerin başında çocuk tacizleri, hayvanlara yapılan eziyetler ve askerlerimizin sehit düşmesi geliyor. Aklımın durduğu, lafın, sözün bittiği yer oluyor benim için. Kuzenim Diyarbakır'da aslanlar gibi askerliğini yapıyor. Onun gibi binlerce askerimiz için her gece dua ediyorum.