Güzel ve samimi Pelin Karahan

GİRİŞ TARİHİ:  01.03.2019, 11:06
Güzel ve samimi Pelin Karahan

Bir gençlik dizisiyle hayatımıza giren güzel oyuncu Pelin Karahan, hayatı gelişine yaşayanlardan...

ŞİMDİLERDE YETER DİZİSİNDE CANLANDIRDIĞI FARKLI KARAKTERLE DİKKATLERİ ÜZERİNE ÇEKSE DE, BU RÖPORTAJDA ONUN PEK BİLİNMEYEN YÖNLERİNE VE YAŞADIĞI 'GENÇ ANNE'LİK DÖNEMİNE YAKINDAN TANIKLIK EDECEKSİNİZ.

Şu sıralar ruh halini nasıl tanımlarsın?

Aceleci ve çok hareketli!

Biraz oyunculuk serüveninin başlangıç sürecine ve bugününe dair konuşalım mı?

Dönüp baktığımda 10 yıl olmuş, arada tabii ki çok fark var. Bu, biraz da benim seçimlerimle alakalı. Sanırım en büyük avantajım uzun soluklu projelerde yer almam oldu. Ama hepsinin arasında bir, bir buçuk yıl gibi aralar verdim. Bence bu, bir oyuncu için çok gerekli bir şey. Kendime zaman ayırıp, kendime dönüp sonra yeni bir enerji ile işe başlamak çok doğru bir karardı. Oyunculuğa ilk başladığım zamanlarda; Ankara'dan İstanbul'a yeni gelmiş 22 yaşında biriyken, şimdi o acemilik sürecini atlattığımı düşünüyorum ve geriye baktığım zaman görüyorum ki; evlenmişim, çocuğum olmuş, İstanbul'u artık avucumun içi gibi biliyorum, sokağa çıktığım zaman burayı artık daha çok benimsiyorum. Hem oyunculuk, hem de İstanbul benim hayatıma aynı zamanda girdiği için aradaki farkı, gelişmeyi çok içeriden bir yerden gözlemleyebiliyorum.

Oyunculukla ilgili geleceğe dair hayallerin neler?

Eskiden böyle bir hayalim yoktu, açıkçası hala da yok. Belki böyle söyleyince kulağa biraz saçma geliyor olabilir ama ben hiçbir zaman hayal kuran biri olmadım ve hep karşıma en güzel şeyler çıktı, tabii bu biraz da benim şansımla alakalı. Bundan sonrası için de hayallerim ve planlarım yok. Oyunculuk tamamiyle tesadüfen hayatıma girdi ve öyle de devam etti. Bu ve diğer konularda hep içimden geldiği gibi hareket ettim, bundan dolayı da bir pişmanlığım olmadı.

Kendi karakter özelliklerinden, sevdiklerin ve sevmediklerin neler?

İyi bir sırdaşımdır, bana ne anlatırsan bende kalır. Sevmediğim özelliklerimin başında çok kararsız olmam geliyor. Hayattaki önemli konularda kararlıyımdır ama ıvır zıvır konularda çok kararsızım ve bu beni günlük hayatımda çok yoruyor. Ne içsem, ne giysem, hangi rengi alsam..vb gibi… Sanırım bunun nedeni pişman olma korkusu. Günlük hayatta hep verdiğim kararlar için pişman olmaktan korkarım. Ama neyse ki bu sadece günlük olaylar için geçerli bir durum, önemli kararlarımı alırken gayet rahatım.

Peki günlük hayatında bu durumu nasıl kolaylaştırıyorsun?

Evlendikten ve çocuk sahibi olduktan sonra biraz daha değişti bu durum. Bazı konularda kararları eşime bırakıp, işin içinden çıkıyorum. Çocukla alakalı kısımda da, o hayatıma girdikten sonra bazı şeylerin önem ve önemsizlik değeri değiştiği için fazla takılmamaya, basit düşünmeye çalışıyorum.

Anne olunca hayatında neler değişti?

Aklımın bir tarafında hep o, diğer tarafında ise geri kalan her şey var. Hep onu öncelik alarak düşünüyorum her şeyi. Her anne için bu böyledir herhalde. Kariyer, günlük sosyal işler hep ondan sonra geldiği için hayatımda birçok şeyin sıralaması değişti.
Bu yeni duruma çabuk adapte olduğunu söyleyebiliriz o zaman...
(Gülüyor) Ben her şeye çok çabuk adapte oluyorum. Evlendiğim zaman ona da çok çabuk adapte oldum. Yeni bir işe başladığım zaman işe de çabuk adapte olurum ya da iş bittiği zaman o boşluğa da öyle… Benim için hayatta uyum problemi diye birşey yoktur.

Peki, bununla ilgili de bir sıkıntı yaşıyor musun? Sonuçta bu da bazen zor bir durum değil mi?

Hayır, sadece dönüp bakınca şaşırıyorum ben niye hiç zorlanmadım diye. Çünkü normalde insan hayatındaki önemli olaylarda o süreçten geçerken biraz bocalama yaşar. İlk anne olduğu zaman, bebeğiyle ilk yalnız kaldığında ya da işe uzun bir ara verdikten sonra tekrar başladığı zaman..vb gibi… O yüzden dönüp bir bakıyorum, ben de bir problem mi var diye ama aslında doğru ve rahat olan bu bence. Herhalde yarın oyunculuk hayatım bitse, ben çok kolay başka bir meslek bulur ve hayatıma devam ederim. (Gülüyoruz).

Peki Pelin, nasıl bir çocukluk geçirdin ve şu an çocukluk hayallerine ne kadar yakınsın?

Çok mutlu bir çocukluk geçirdim aslında. Teyzeler, anneanneler..vb hep onlarla birarada büyüdüm. El bebek gül bebek büyüttüler beni ama ben de çok uslu bir çocuktum. Lise yıllarımda çok keyifli geçti, sağlam arkadaşlıklarım oldu. Üniversiteyi Eskişehir'de okudum. En yakın ve en sağlam dostluklarımı hep üniversiteden edindim. Çocukluğumdaki hayallerim; hep havuzlu bir evimin olması, evlenmek, çocuğumun olması gibi tipik kız çocuğu hayalleriydi. Şükür ki şimdi hepsinin gerçekleşmiş olduğunu görüyorum. Bir hayalim kaldı geriye o da; pastane açmak! Çok uzun zamandır öyle bir niyetim var ama şimdi dizi ön planda olduğu için, bu hayalimi biraz daha geri plana çektim. Bir dönem gidip pastanede çalıştım; işi gidip mutfağında öğrendiğim için de planlarımı kafamda biraz daha sağlam bir yere oturttum diyebilirim. Dizi bittiğinde, yine ara verdiğim bir dönemde bu konuyu tekrar gündeme getireceğim.

Dinlenmek senin için ne yapmaktır?

Tüm bu koşturmalarım arasında; kendime vakit ayırıp, masaj yaptırdığım, dinlendiğim, arkadaşlarımla buluşup bir kahve içtiğim, alışveriş yaptığım bir gündür. Ama bu, "sık oluyor mu?" diye sorarsan, maalesef hayır diye cevaplayacağım. Şimdilerde oğlumla yürüyüş amaçlı parka, sahile gittiğimiz zamanlarda kendimi çok dinlenmiş hissediyorum. Onunla şehir hayatından uzaklaşıp doğayla iç içe olduğumuz zamanlar benim için 'gerçek' bir dinlenme yöntemi. Onun dışında boş günüm ve evdeysem inan hiç dinlenmiş olmuyorum.

Modayla aran nasıl? Türkiye'den ve dünyadan takip ettiğin isimler kimler?

Moda, insanın kendine yakışanı giymesinin de ötesinde bir şey bence. Her sezon modada kıpırdanmalar oluyor ancak benim takibim genelde dergilerden ve internetten daha öteye gitmiyor. Özellikle sette ve yoğun çalıştığım bir dönemse kendi kıyafetlerimi sadece sabah arabada ve dönerken yine arabada giyebiliyorum. Modayla sıkı fıkı bir ilişkim yok ama bak alışverişe bayılıyorum. Marka ve tasarımcı takıntım yoktur, ayrı ayrı hepsinden farklı şeyler beğenir ve takip ederim. Ancak Elie Saab'ın pırıltılı gece kıyafetlerini çok beğenirim. Yurtdışındaysam butiklerden basic parçalar satın almayı severim.

Biraz da kendi stilinden söz edebilir misin?

Yerine göre giyinmeyi seviyorum, o gün işim yoksa ve kendime ayırdığım bir günse topuklu ayakkabı giymem. Jean, beyaz tişört ve üzerine giydiğim salaş hırkalarla rahat ediyorum. Ama her zaman da çok spor giyinmekten hoşlanmıyorum. Eğer bir toplantım varsa özen gösteririm, kadınların zaman zaman dişi yönünü ortaya çıkarmasını da seviyorum. Takılarım olmadan olmaz; bu ara takılarda rose altın kullanmayı çok seviyorum. Sanırım takı, benim için kıyafetten çok daha önemli hatta bazen, önce takıyı sonra ona göre kıyafeti seçtiğim bile oluyor.

Peki takı dışında vazgeçemediğin diğer aksesuarların hangileri?

Yazın güneş gözlüğü, kışın da mutlaka bere. Bunlar benim için olmazsa olmaz önemli parçalardır. Marka takıntım yok ama bence saat, çanta, takı ve ayakkabı mutlaka kaliteli olmalı. Her gün aynı çantayı kullananlardan değilimdir, kıyafetime uygun olarak değiştiririm.

Hayatta giymem dediğin bir şey var mı?

Turuncu pek sevmediğim bir renktir, kullanmamaya gayret gösteririm. Ugg botlar için de yıllarca giymem dedim ama bu sene sette o kadar çok üşüdü ki ayaklarım, aldım. O kadar sıcak tutuyor ki, şimdi de ayağımdan çıkartamıyorum. Bazı konularda büyük konuşmamak lazım (Gülüyor).

Karşı cinste çekiciliği nasıl tanımlarsın?

Erkekler bakımlı olmalı; saç tıraşı, temiz olması, kıyafetlerine özeni benim için önemlidir. Ayakkabı ve saat unsurları önemlidir. Özetle bakınca karşımda tertemiz birini görmek isterim çok şükür ki eşim de öyle biri. Eşimin giyim tarzını çok severim onun benden daha çok kıyafeti ve ayakkabısı var. Belli markaları giyer ve net bir tarzı vardır, onun dışına pek çıkmaz. Biz tanıştıktan sonra ben de bu konuda özen gösteriyorum, mesela bir yere giderken biraz daha uyumlu olmaya dikkat ediyoruz.

Güzellik sırların var mıdır?

Yok aslında ama dönem dönem cilt bakımı yaptırırım. İyi uyku benim için çok önemli, uykuma özen gösterdiğim zaman cildim daha iyi oluyor. Açık tenli biri olduğum için hassas bir cildim var, bu yüzden zorlu hava şartlarında biraz daha medikal olan kremlere başvuruyorum.

Seni ne baştan çıkarır?

Sürpriz; sürprizleri çok severim.

Eşinle nasıl tanıştınız?

Spor salonunda voleybol oynarken tanıştık. Kendimi oyun sırasında yere çok attığım için dizlerim çok kızarmış ve yara olmuştu o da sonrasında bana dizlik almış. Bir şekilde numaramı öğrenip bana "dizliklerin bende" diye mesaj atmıştı. O ana kadar sadece merhabamız vardı. Açıkçası başka bir şekilde konuşmak için yakınlaşmayı denememesi ya da daha pahalı bir hediye almayı tercih etmemesi bana çekici geldi. Onun dışında kararlı ve ne istediğini bilen biri olması, çözümler sunan panik yapmayan yapısı da çok çekici gelmişti.

Peki aşık olduğunu nasıl anladın?

Bir gün, bir akşam bile ayrı kalamadığımız zaman, bunu yapamadığımızı anladığımızda zaten aşık olduğumuza karar verdik. Sevgililik dönemimiz çok kısa sürdü, tanıştıktan 40 gün sonra evlilik teklifi aldım. Sonrasında da hemen oğlumuz Ali Demir'e hamile olduğum için daha hızlı evlendik. Normalde evlilik sürecini daha fazla uzatacaktık ama sonuçta her şey kısmeti ile geliyor insanın hayatına. Belki 40 gündür tanıdığı biri ile evlenmek başkasına çılgınca gelebilir, fakat ben içgüdülerimle hareket ettim. Yine hayatımda bir plan program yoktu her şey kendiliğinden oluştu diyebilirim.

Hamile olduğunu öğrendiğinde ne hissettin?

İlk öğrendiğim gün hemen gidip üzerinde "I love my daddy" yazan bir zıbın aldım. Akşam o gün aldıklarımı Bedri'ye gösterirken, bak bir de bunu aldım diye bebek zıbınını da gösterdim. Başta anlamadı ama sonra çok şaşırdı, duygulandı ve ne yapacağını bilemedi. O gece de Muhteşem Yüzyıl setinde dublajım vardı. O gece birlikte dublaja gittik, orada da dublajda ilk söylediğim cümle enteresan bir şekilde "Ben hamileyim" oldu. Dizide de aynı dönemde hamile kalıyordum.

Peki ya sonrası?

Sonrasında hemen evlenme kararı alıp, hazırlık sürecine başladık. Zaten ilk günden itibaren biz birlikte çok mutluyduk. Her kadın ve erkek durumu böyle karşılamayabilir tabii. Belki 30 yaşında kariyerinde zirvede olan bir kadın için çocuk sahibi olmak riskli olabilirdi ya da ilişkimize biraz daha zaman tanıyıp görmek isteyebilirdik. Ama sanırım ikimizin de kalbi temizdi; en üzgün ve zor dönemlerimizde birbirimizi bulduk, sonrasında da bırakmak istemedik.

Bu romantik aşkın bir parçası olan Ali Demir'den ve annelik sürecinden konuşalım mı?

Ali Demir hareketli ve mutlu bir bebek, bizimle birlikte o da büyüyor. Sağlık konusunda sorunlar yaşamama rağmen, hayatımın en keyifli zamanları hamilelik dönemimdi diyebilirim. Eşimle flört dönemimizi dahi o esnada yaşadık, çünkü birlikte bol bol gezdik. Ali Demir doğduktan sonra ise zaman çok hızlı geçti, geçmeye devam ediyor. Eskiden, çocuğu olduktan sonra herkese onun fotoğrafını gösterenler bana çok komik gelirdi, yok artık derdim ama sanırım şimdi ben de o kervana katıldım. Kendimi, bu konuda durdurmaya çalışırken buluyorum (Gülüyor).

Ali Demir konusunda eşinle bir görev paylaşımı yaptınız mı?

Eşimin de kendine ait bir şirketi var ama benim gece setim varsa o işten daha erken gelip Ali Demir'le vakit geçiriyor. Pazar günleri ise bizim için özel oluyor; 3 kişi mutlaka bir arada aile olarak bir şeyler yapmaya özen gösteriyoruz. Akşamları Ali Demir'in yatma saatine kadar da üçümüz birlikte oyun oynuyoruz.

Şu sıralar gündeminin birinci sırasında ne var?

Yeni dizim Yeter var; bu aralar iş, hayatımın büyük bir alanını kaplıyor. Konu olarak farklı olması ve bir anneyi oynama fikri bana bu dönemde cazip geldi. Dizi, karısı ve çocuğuna yönelik bir erkeğin psikolojik şiddeti ve karısıyla arasındaki psikolojik savaş durumunu konu alıyor. Hem konu olarak piyasadaki işlerden çok farklı olması bana çekici geldi, hem de bir kadın olarak bu rolü oynamak istedim. Bu aralar zamanınım büyük kısmı setlerde geçiyor ama geri kalanın da oğlum ve eşimle biraradayım. Şu an bu yoğunluktan tek nasibini alan kişiler yakın arkadaşlarım oldu, onlara eskisi kadar vakit ayıramamak beni üzüyor.

Senin hakkında bilmediğimiz, pek ön plana çıkmayan bir yönün var mı?

Resim yapıyorum, bir ara tablolarımın sayısı çoğalırsa sergi açmayı düşünüyorum. İzmir'de Kavak Yelleri dizisini çekerken bir atölyeye giderek ders almıştım, bu konuda annemden de aldığım bir yeteneğim var sanırım. Şu an sadece yağlı boya kullanarak Geyşa çiziyorum. Başka bir şey yapmak istesem de, elim nedense yine onlara gidiyor. Resim ve tatlı yapmak beni çok rahatlatıyor, umarım hayatımın ileriki dönemlerinde bu ikisiyle ilgili girişimlerde bulunabilirim.

Senin için şahane bir tatil rotası; nerede başlar, nerede biter?

Eşimle yurtdışına yapacağımız 2 günlük kısa tatillerin bize iyi geleceğini düşünüyorum. Eğer fırsat bulursak yazın başında bu Avrupa kaçamaklarını planlamak istiyorum. Aslında yabancıların yaptığı gibi çocuk ile birlikte seyahat etmek de çok özendiğim şeylerden biri, cesaret edebilirsem en büyük hayallerimden biri de bu aslında.


RÖPORTAJ: BUKET BAYDAR

FOTOĞRAF: MEHMET ERZİNCAN

STYLING: HAKAN ÖZTÜRK
CANLI YAYIN