O acıların kadını Tanyeli
O acıların kadını Tanyeli
Tanyeli 'Mektupları Evrene Gönderdim' isimli kitap yazıp, hayatını anlattı. Ünlü oryantalin ızdırap dolu hayatı; arabesk filmleri bile gölgede bırakacak cinsten!
14'ÜMDE EVLİ, 15'İMDE İSE ANNEYDİM
Şu sıralar eşi Alex'le birlikte Yunanistan'da yaşayan oryantal-şarkıcı Tanyeli; hayatının 'ders niteliği taşıyan' satırbaşlarını; 'Mektupları Evrene Gönderdim' adlı bir kitapta topluyor. İki yaşında Çocuk Esirgeme Kurumu'na bırakılan Tanyeli; çocukluğuyla ilgili acıları şöyle özetledi:
14 YAŞINDA EVLENDİM
"Çocuk Esirgeme Kurumu'nun ardından babaannemin yanına verildim. 12 yaşında evden kaçıp annemi buldum. İlk evliliğimi yaptığımda 14 yaşındaydım. Kucağımda bebeğimle tek başına kaldım. Çok zorluk yaşadım ve hayatımı yoktan var ettim." Tanyeli; hayatının dönüm noktalarını GÜNAYDIN'a anlattı:
MÜCADELE ÖYKÜSÜDÜR
Çocukluğumdan beri günlük tutarım. Yıllardır kendimi yazarak ifade ediyorum. Anneme, babama ve etrafımdaki herkese olan kızgınlığımı yazarak dışa vuruyorum. Sahnedeki başarım da aslında özel hayatımdaki başarısızlıktan kaynaklanıyor. Benim hikayem, kaderine razı gelmemiş bir kadının mücadele öyküsüdür. Eminim pek çok insana örnek olacaktır.
ÇOK GÜZEL VE CAHİLDİ
İzmir'de doğdum. Annem ve babam ben iki yaşındayken ayrıldı. Annem şarkıcılık yaparken, babam askere gitti. 15 yaşında üç çocuk sahibi olan annem; sorumluluklarını yerine getiremedi. O kadar küçük anne olmuş ki, anneliğin ne olduğunu bilmiyordu. Çok güzel ve cahil bir kadındı. Onun da hikayesi acılarla dolu. 12 yaşında annemi bulmak için İstanbul'a geldim.
BAŞIMIZI BAĞLATMIŞTI
Beni ve kız kardeşim Seda'yı bakıcıya, ağabeyimi ise babaanneme bırakıp gitmiş. Bakıcı da bizi Çocuk Esirgeme Kurumu'na bırakmak zorunda kalıyor. Sonra babam bizi buluyor ve babaannemin yanına yerleştiriyor. Sonra ağabeyim 14 yaşında, annemin izini bulmak için İstanbul'a kaçıyor. Anneannemi buluyor; İzmir'e gelip bizi babaannemden kaçırıp oraya götürüyor. Yani, anneme12 yaşında kavuşabildim.
'VAROŞSUNUZ' DEMİŞTİ
O zaman öfke hissettim. Bu kitabın amacı da öfkemi nasıl sevgiye dönüştürdüğümü insanlara göstermek... Şimdi hiçbir kızgınlığım yok ama o dönemde annem benim için dünyanın en kötü annesi ve acı çektirmek, intikam almak istediğim bir kadındı. Öte yandan da güzelliğine hayran olduğum birisiydi. Babam çok mutaassıp bir adamdı; başımızı bağlatırdı. Dokuz yaşında namaz kıldırmaya başladı. İstanbul'a geldiğimizde annem lastik ayakkabılarımızı çıkartıp, mini etekler giydirdi. Başımızı açtırdı. Kardeşimle bana "Çok varoşsunuz" dedi.
Biz sığınma hakkımızı kullandık. Bir deli rüzgar gibiydik. İnanılmaz bir hayatımız oldu. Anneme kızgınlığımı, bakkaldan sürekli çikolata alarak çıkarırdım.
14 yaşındaydım. Kocam da benden yaşça büyüktü. Ama onunla ilgili asla konuşmak istemiyorum. Ç��nkü ilk oğlum Taylan'ın babası... Çocuklarımın canını yakacak olayları söylemek istemem.
Anneme sormak lazım...
ÇOKTAN AFFETTİM
Çok küçüktüm, çok dengeler değişti hayatımda. Annem 39 yaşında şizofreni hastası oldu. Şu anda 56 yaşında. Onun üzülmemesi için detay vermek istemiyorum. Onu çoktan affettim ben.
15 yaşında anne oldum. Kucağımda bebekle dükkan dükkan iş aradım. Sonunda tezgahtar olarak bir yerde başladım. Ancak oradan aldığım maaş o kadar komikti ki, bebeğimin mamasına yetmiyordu. Annemin sanatçı arkadaşlarından iş istedim. Annemin yaptığı hatayı çocuklarıma yapmamak ve onlara sahip çıkmak için mücadele ettim.
RUHUM MUTAASSIPTIR
Ritim duygum iyiydi ama kötü dans ediyordum. Sonra düğün salonunun birisine gittim. "Biz para vermiyoruz ama bahşiş toplarsın" dediler. Utangaç bir yapım olduğu için bahşiş toplamak, ölüm fermanı gibi geliyordu. 12 yaşında başı kapalı bir aileden gelip, bir anda açılamıyorsunuz. Ruhum hep mutaassıp...