“Bazı Şeylere Ket Vurup İçinde Yaşamak Zorundayım.”

GİRİŞ TARİHİ:  16.11.2012, 14:39 GÜNCELLEME TARİHİ:  20 Kasım 2012 Salı, 14:41

Marie Claire’e konuşan Hayat Devam Ediyor’un Sıraç’ı Onur Tuna, insanların kendisini tanımasının işine geldiğini söylüyor...

Daha önce yaptığımız röportajımızda 'Hayatın deği şecek' demiştim, değişti mi?
İşimle alakalı daha profesyonel düşünmeye başladım. Piyasadaki oyunları görüp bunların dışında kalarak, sadece işimle uğraşmam gerektiğini, işimi doğru yaptığım sürece bu oyunlardan uzak kalabileceğimi öğrendim. İşime geç kalmadan, sahnelerime tam çalışarak, setteki 100 kişiyle ilişkilerimi en iyi şekilde düzenleyip hem kendi huzurumu hem de insanların huzurunu koruyarak, sağlıklı bir şekilde çalışıyorum.

Ama siz asabi bir adamsınız nasıl koruyorsunuz o huzuru?
Daha fazla asabileşip bunu içime atarak evde o asabiliği kendi başıma atıyorum. Sonra tweet atıyorum sakinleşmek için...

Kısa sürede bir magazin figürü haline geldiniz. Ne hissediyorsunuz yükselen şöhretiniz ve magazinin ilgisi karşısında?
İşin bir parçası olduğunu zaten biliyordum. Getirilerinin ve götürülerinin olduğunu da biliyorum. Birçok insanın özel hayatı magazin konusu. Yaptığı işle orantılı bir şekilde insanların ilgisini çeken biri olmam ve karşılığında da magazinin benimle ilgilenmesi, beni mutlu ediyor. İşimi düzgün yapmasaydım, hiçbir gazete benimle ilgilenmezdi.

Hâlâ otobüse binebiliyor musunuz?
Otobüs kullanmıyorum artık ama zorunda kaldığımda toplu taşıma araçlarını kullanıyorum. İnsanların bana olan ilgisi, beni çok fazla yormuyor.

Artık bir celebrity'siniz. Ne hissediyorsunuz 'ünlü' olma durumun karşısında...
Sokakta gördüğüm ilgi arttı tabii. Bu da yaptığım işte başarılı olduğumu, karakterime insanları inandırabildiğimi gösteriyor. İnsanlar başarılıysanız sizi tanırlar. İnsanların beni tanıması işimin bana verdiği bir cevap. İlgiden boğulmuyorum. Öğrenciyken bir yere gidip oturduğumda mönü 10 dakikada geliyordu, şimdi bir dakikada geliyor. Bu iyi bir şey. Neden gereksiz yere dokuz dakika bekleyeyim ki? Yorucu tarafları da var tabi. İnsanlar sizi özel hayatınızda da belli bir kalıbın içinde, belli kıyafetlerle görmek istiyor. Sokakta üzerime atlayan olmuyor daha ama Anadolu'ya gittiğimde gördüğüm ilgi, hürmet değişiyor. Bugün sadece tip olarak bir yere gelseydim bu beni üzerdi ama okuduğum ve duyduğum eleştiriler, oyunculuğumun iyi yönde geliştiğine, inandırıcı olduğuma dair.

"GELiŞiNE YAŞARIM AŞKI"

Kız arkadaşınız Yasemin Allen sizi kıskanıyor mu?
Yasemin profesyonel bir insan. 4-5 yıldır bu işi yapıyor. Bu konuda birbirimizi kıskanmak yerine, destek olmayı seçiyoruz. Birbirimize bakmaktansa, aynı yöne bakmayı tercih ediyoruz. Bunun işimizin bir parçası olduğunun o da ben de farkındayız. Bu farkındalıkla detaylara takılmak yerine işimize odaklanıyoruz.

Nasıl gidiyor aşk? Nasıl hissediyorsunuz kendini?
Aşk üzerine tanımlama yapmamak lazım. Gelişine yaşamak lazım. Gelişine yaşıyorum aşkı. İletişim kuramadığım, duygusal ya da fiziksel olarak kendimi iyi hissetmediğim bir insanla birlikte olamam. Çok iyi arkadaştık biz. Halen de çok iyi arkadaşız. Biraz zamanla gelişti ilişkimiz. Genel olarak insanların kendini bir kerede ifade etmesi mümkün değil zaten, zaman istiyor. Kimse de dört dörtlük değil. İnsanlar artıları görürler, bunlar hoşlarına gider ama eksileri gördüğün halde hâlâ bir şeylere, paylaşmaya devam edebiliyorsan, bu güzel bir şey. Olay eksilerini görüp, onların alt metnini oluşturup, o insana hak vermekten geçiyor.

Fedakâr mısınız ilişkinizde?
Olmaya çalışıyorum ama çocukluğum-daki kadar değilim. Olaylarla karşılaştığım-da acaba kestirip atmalı mıyım içgüdüsüne eskisinden daha fazla sahibim şu an. Ne kadar yapamasam da, düşünüyorum bunu.

"RAHATINA DÜŞKÜN BiRiYiM"

Siz hiç oynadığınız karakter gibi bir adam değilsiniz...

Evet... Bu iş sokağa çıkınca başlıyor. Dolayısıyla sosyal hayatımdaki Onur'u da bazı alanlarda yontmam gerekti. Ben rahat olmayı seven bir insanım. Zaman zaman bu duruma dikkat etmeye çalışırken evde dolabın önünde öfleyip püflediğim anlar oluyor. Normalde eşofmanımı, spor ayakkabılarımı giyip dışarıya çıkardım. Şimdi kahvaltı yapmaya evimin çok yakınına giderken bile dikkat etmeye çalışıyorum. İnsanlar bana daha çok ilgi göstersinler diye değil, işimin bir parçası olduğu için. İzmir'de yaşıyorken çok rahat bir hayat geçirdim; sokaklarda sarhoş oldum, bağırdım, kız arkadaşımla istediğim gibi hareket ettim ama artık bazı şeylere ket vurup içimde yaşamak zorundayım. Artık kız arkadaşınla istediğin gibi hareket edemiyorsun.

(Röportaj: Arzum UZUN, Marie Claire)

CANLI YAYIN