Abisine anneannesinin öldüğünü bu yüzden acilen gelmesi gerektiğini söylenmiş ama kardeşinin öldüğünü radyodan duyunca otobüste bir sinir krizi geçirmişti.
O dönem alt komşu ifadesinde "Çağla ayaklarını vura vura yürüdüğü için evden çıktığını ve eve geldiğini anlardım. Olay günü Çağla eve geldi. Kapı çaldı ve biriyle konuşmaya başladı. Tanıdık biri olduğunu düşündüm emindim çünkü o ses tonuyla konuşuyorlardı. Ancak ne konuştuklarını duymadım" demesi üzerine şüphelinin tanıdık biri ve erkek olduğu ihtimali üzerinde daha çok durulmuştu.
Anne Gülnur Tuğaltay, kızı Çağla'nın ölümünden 6 ay kadar önce ev telefonlarını açmaktan çekindiğini fark etmişti.
Polis daha sonradan bölgedeki genç kadınları ve çocukları taciz eden ve o dönemde kasklı sapık olarak bilinen seri tecavüzcü "Şahin Öğüt" ismi üzerinde yoğunlaşmıştı.
Yıllar sonra Şahin Öğüt'ten kan ve DNA örnekleri alınmış ancak elde edilen veriler, Çağla'nın katili ile hiçbir şekilde eşleşmemişti.
2013 yılında yapılan çalışmalarda Çağla Tuğaltay'ın sol el tırnaklarında bir erkeğe ait olduğu tespit edilen doku örnekleri bulunmuş ama şüphelilerden alınan kan örneklerinde bu doku hiç kimse ile uyuşmamıştı.
Cinayet Bürosu ekipleri, olay tarihinde Çağla Tuğaltay'ın evinin yakınında 2 ayrı inşaat olduğunu da tespit etmişti.
Polis, müteahhitlerine ulaştığı inşaatlarda, çalışan işçilerin kimliklerini de tespit etmeye çalışmış, onlardan da kan ve doku örnekleri almıştı.
O dönem apartmanın kapıcısı olan kişinin de ifadesi alınmış, 57 yaşındaki kapıcının aynı zamanda kan örneği üzerinde de durulmuştu. Bu iz 102 kişiden alınan DNA örnekleriyle karşılaştırıldı ama hiçbir sonuç olumlu çıkmadı.
2020 yılında tekrar gündeme gelen Çağla Tuğaltay cinayeti, dosyanın zaman aşımından dolayı kapanması beklenirken, savcılık fail olabilecek kişilerin ifadelerinin alınmasını gerekçe göstererek zaman aşımını durdurdu. Birçok delilin olmasına rağmen korkunç cinayet ne yazık ki 23 yıldır aydınlatılamadı.